Bu güzel gömleği giymeme izin verdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لأنك سمحت لي أن ألبس قميصك الجميل أنت تمزحين |
Ve eger izin verirsen senin için bir seyim var. | Open Subtitles | , و لو سمحت لي فهناك شئ يمكنني مساعدتك به |
Neler yaşadığını biliyorum ve eğer izin verirsen sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | أعرف ما الذي تمر به وبإمكاني مساعدتك إن سمحت لي بذلك |
Gitmeden evvel size öğle yemeği ikram etmeme müsaade edin. | Open Subtitles | هلا سمحت لي بأن أعرض عليكَ تناول الغداء قبل مُغادرتك؟ |
Eğer müsaade edersen,... inanılmaz neticeler almanı hızlandırabilirim... en önemlisi, bence, Meksika işi. | Open Subtitles | على سياق الأسابيع القليلة القادمة إذا سمحت لي أنا سأعرضك بسرعة على نسق مدهش من القضايا الأكثر أهمية في رأيي ، المكسيك |
İzninizle, eski müfettiş, tutuklama için hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | و عندها سأكون قد انتهيت منك و الآن إذا سمحت لي أيها المفتش السابق |
Müsaadenizle, ailen muhtemelen karistiklarini düsünmemistir. | Open Subtitles | . لو سمحت لي والداك لا يعتبرون هذا تدخلا ً |
Kullanmama izin veriyor. Alo! Param yok gibi mi görünüyorum? | Open Subtitles | سمحت لي بإستعمالها هذا لايعني أن ليس بمقدوري الحصول عليها |
Görüşlerime saygı duymadığını biliyorum ama, yardım etmeme izin verir misin? | Open Subtitles | أعلم أنك لاتهتم لرأيي ولكن أرجوك هلا سمحت لي أن أساعد؟ |
Hayatımı, öğretmenler odasındaki tuvaleti kullanmama izin vererek kurtardı. | TED | اتقذت حياتي بأن سمحت لي بالذهاب الى دورة المياه في استراحة المعلمين. |
Eğer izin verirseniz, günü onunla geçirmekten mutlu olurum. | Open Subtitles | سأكون سعيد لقضاء اليوم معه ، إذا سمحت لي. |
Arabanın arkasına geçmeme izin versen, bu davranışım için, tahmin ederim ki benden şeref sözü istemezsin. | Open Subtitles | أفترض أنك لن تأخذ كلام شرف مني بأنني سوف اسلك سلوكا حسنا إذا سمحت لي في العربة |
Bana izin verirseniz, bu majestelerinin ziyaretinin yol güzergahı. | Open Subtitles | لو سمحت لي , هذا مخطط سير الرحلة لزيارة جلالته |
İzin verirseniz eğer... Ben de sizi özleyeceğim, Binbaşım. Bir asker olarak. | Open Subtitles | إن سمحت لي بالقول، فإني أنا أيضاً سأفتقدك يا سيدي |
Komşu, içki ısmarlamama izin verirsen, verdiğim rahatsızlık konusunda kendimi daha iyi hissederim. | Open Subtitles | الإزعاج الذي سببته، إذا سمحت لي بدعوتك للشراب. |
Eğer müsaade edersen,... inanılmaz neticeler almanı hızlandırabilirim... en önemlisi, bence, Meksika işi. | Open Subtitles | على سياق الأسابيع القليلة القادمة إذا سمحت لي أنا سأعرضك بسرعة على نسق مدهش من القضايا الأكثر أهمية في رأيي ، المكسيك |
Şimdi, müsaade edersen burada oturup huzur içinde karamelli pudingimi yiyeceğim. | Open Subtitles | الآن، إن سمحت لي. أريد أن أجلس هنا وأنهي تحليتي في سلام. |
Biliyorum ki, eğer bana müsaade edersen sana çok iyi bakarım. | Open Subtitles | و لكني أعرف ... أنك لو سمحت لي سأعتني بك جيداً |
Sayın yargıç izninizle kısa bir aradan sonra devam etmek istiyorum | Open Subtitles | سيدي القاضي إذا سمحت لي أود أن أطلب تأجيل القضية |
Efendim, Müsaadenizle size makam katındaki ofislerimizi göstereyim. | Open Subtitles | سيدي , إذا سمحت لي أريد أن أذهب بك الى مكاتبنا في الجناح التنفيذي |
Partisyondaki* yanlış notayı görebilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هلاّ سمحت لي أن أرى الخطأ الوارد في النوطة؟ |
- İzninle, Fancie'yi tekrar değerlendirmesi için ikna etmeye gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً إذا سمحت لي سأذهب لأقناعه بكتابة مقال عن فانسي |
Tımarhanede gardiyanlar var söylememim sakıncası yoksa, bu tuhaf bir fikir. | Open Subtitles | , ضبّاط سجون في مصحة للأمراض العقلية , ذلك مشهدٌ غريب إن سمحت لي بقول ذلك |