| Esas cevher oymuş diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّه صاحب الموهبة على أيّ حال |
| Matheson'ı yakalama konusunda sana teşekkür borçluyuz diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّه علينا شكركِ للإمساك بـ(ماثيسون) |
| Duyduğuma göre çocuk yetiştirmek için harika bir yermiş. | Open Subtitles | لأني سمعتُ أنّه مكان رائع لتنشئة الأطفال. |
| Duyduğuma göre beni fırlatmak için mancınık inşa ediyormuş. | Open Subtitles | سمعتُ أنّه كان يصنع منجنيقاً ليطلقني فوق المدرسة |
| İyi birisi olduğunu duydum... Sivildi. | Open Subtitles | حسناً، سمعتُ أنّه كان رجلاً لطيفاً، وكان مدنياً. |
| Babanla hiç tanışmadım ama sağlam herif olduğunu duydum. | Open Subtitles | لم ألتقِ به قطّ، ولكنني سمعتُ أنّه كان ذو شأنٍ. |
| "Saved by the bell"in ekibi için de aynısını duymuştum. | Open Subtitles | تعلمين, سمعتُ أنّه نفس ماوقع لممثّلي فلم "أنقذوا باللحظة الأخيرة"؟ |
| Senin hayatın boyunca uğraştığın bir şeyle ilgili hata yaptığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّه إرتكب خطأ في الحيلولة بينك وبين شيءٍ كنت تعمل عليه طوال حياتك |
| Evet! Ve Duyduğuma göre eğer kulağınızı yere koyarsanız kurbanların Tanrı'ya ölmek için yakarmalarının seslerini hala duyabilirmişsiniz. | Open Subtitles | نعم، و سمعتُ أنّه إن وضعتكم آذانكم على الأرض، ستسمعون صرخات الضحايا. |
| Evet, ama Duyduğuma göre o günden beri ırkçılaşmış. Ve bizim yanımızda da bu eleman var. Kim? | Open Subtitles | نعم، لكنّي سمعتُ أنّه أصبح عنصريّاً، و يوجد معنا هذا الشابّ. |
| Güzel bir opera binasıymış Duyduğuma göre. | Open Subtitles | قرب مبنى "الأوبرا" سمعتُ أنّه جيداً |
| Duyduğuma göre bu konuda iyiymiş. | Open Subtitles | سمعتُ أنّه بارعٌ في هذا |
| Babanla hiç tanışmadım ama sağlam herif olduğunu duydum. | Open Subtitles | لم ألتقِ به قطّ، ولكنني سمعتُ أنّه كان ذو شأنٍ. |
| Duvarlarda kan olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّه كانت هُناك دماء على الجدران |
| Bir 20 bin yıl daha yaşanılmaz olacağını duymuştum. Hem de en az. | Open Subtitles | سمعتُ أنّه غير صالح للعيش مُجدّداً لما يقرب من 20 ألف عام. |
| Eşcinsel olduğunu duymuştum. Herkes onun iyi bir Hıristiyan olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | سمعتُ أنّه مثلي لكنّه كان مسيحياً صالحاً |
| Boston işinde de sana bir tane yaptığını duydum sonra. | Open Subtitles | سمعتُ أنّه صنع لك واحداً في مُهمّة (بوسطن)؟ |