Onlara sorduğun zaman, onlar da orada olan bir başkasından duymuş olduklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | و عندما تسال هؤلاء الاشخاص يقولون انهم سمعوها من شخص كان هناك |
Bu tip hikâyeleri, herkes oradaki birisinden duymuş olur. | Open Subtitles | قصص كهذه يقول الجميع انهم سمعوها من اشخاص كانوا حاضرين هناك |
Bir şey görmüş ya da duymuş olabilirler diye mahalle sakinleriyle görüşüyoruz. | Open Subtitles | نتحدّث للمُقيمين حول أشياءٍ قد رأوها أو سمعوها. |
Telefonunun hoparlöründen duyuldu. | Open Subtitles | لقد سمعوها من هاتفه |
- Hayır, "duyuldu" dediniz. | Open Subtitles | كلا. لقد قلتَ أنهم "سمعوها" |
Sonra, gece yarısında, bunun gibi bir gecede, onu duydular. | Open Subtitles | آنذاك، وفي منتصف الليل ،في ليلة تشبه هذه سمعوها |
Ama çanlar çoktan çaldı ve onlar da duydular. | Open Subtitles | .ولكن الأجراس تمُ بالفعل دقها .ولقد سمعوها |
Victoria's Secret melekleri olmalarıdır, bunu daha önce bikaç defa duymuşlardır. | Open Subtitles | ملائكه فيكتوريا سيكرتز لذا , لقد سمعوها مره او مرتان على الاقل من قبل |
Muhtemelen duymuşlardır diye düşünüyorum. | Open Subtitles | باعتقادي أنهم ربما سمعوها. |
Onu gören herkes ağladığını duymuş. | Open Subtitles | كل الآخرون الذين رأوها، سمعوها تبكي. |
duymuş olsalar bile... | Open Subtitles | وحتى لو سمعوها... |
Ama çanlar çoktan çaldı ve onlar da duydular. | Open Subtitles | ولكن الأجراس قد قُرعت وقد سمعوها |
Bunu daha önce duydular. Belki senin anlatımına gülüyorlardır. | Open Subtitles | ـ لقد سمعوها ـ ربما منك |