"سنسمح" - ترجمة من عربي إلى تركي

• izin vereceğiz
• izin verecek
• şaklabanların

Yoksa en derin, en karanlık tutkularımızı açığa çıkarmasına mı izin vereceğiz?
أو أننا سنسمح لأعمق وأسوأ شياطيننا بالظهور؟

Teyit etmenize izin vereceğiz, eğer bu sizi tatmin ederse.
سنسمح لك بالجزم، إذا كان هذا ملائماً لك، يا سيد هذا يلائمني

Eğer bu adamın vücudunu terkedersen, yaşamana izin vereceğiz ve doğal şeklinle geçitten göndereceğiz.
سنسمح لك بالعودة عبر بوابة النجوم بشكلك الطبيعي

İnsanlığımızı açığa çıkarmasına izin verecek miyiz? Asıl benliklerimizi göstermesine ve çevremizdekileri gerçekten umursadığımızı göstermesine?
هل سنسمح لإنسانيتنا بالظهور، ونظهر حقيقة أنفسنا ونعزز الحقيقة بأننا حماة إخوتنا؟

Ama bunun bizi yıldırmasına izin verecek miyiz?
لكن هل سنسمح لها بإحباطنا؟

Daha ne kadar bu şaklabanların devam etmesine izin vereceğiz?
إلى متى سنسمح لهؤلاء المخادعين بالاستمرار؟

Britney'in partisine gitmene izin vereceğiz.
نحن سنسمح لك بالذهاب الى عيد ميلاد برتني

Ve bu miktara izinler yaratacağız ve bunları kirleten insanlara vereceğiz ve bunların ticaretine izin vereceğiz.
ونخلق بشكل جيد رخص لتلك الكميات ونعطيهم للشعب الذي قام بعمل التلويث والآن سنسمح لهم بأن يتاجروا بها.

Ve eminim bizler onların arkadaşça yüzlerini şirket içinde çok özleyeceğiz, ...haftada üç gün evden bağlanmalarına izin vereceğiz.
ورغم أنني متأكد أننا سنفتقد وجهيهما البشوشين في الشركة سنسمح لهما بالعمل من المنزل 3 أيام في الأسبوع

Tamam. Amirimle görüştüm, sizi uyarıp gitmenize izin vereceğiz.
حسناً، تحدثت لمشرفي و سنسمح لكما بالذهاب بإنذار فقط

Müdafaasız olanı kendi çıkarımıza kullanırken onun bir adım önde olduğunu düşünmesine izin vereceğiz.
سنسمح له بأن يعتقد بأنه يسبقنا بخطوة في حين أن نستغل ما هو بلا حماية

O orospu çocuğunu hayatta tutmalarına daha ne kadar izin vereceğiz?
إلى متي سنسمح لهم بحماية إبن العاهرة هذا؟

Daha ne kadar bu şaklabanların devam etmesine izin vereceğiz?
إلى متى سنسمح لهذه المهزلة أن تستمر؟

Ama bu davayı senin yürütmene izin vereceğiz.
لكننا سنسمح لك بالتصّرف في هذه القضية

Sakinleştiğin zaman, senin yukarı şıkmana izin vereceğiz.
حالما تهدئين، سنسمح لكِ بالصعود.

Bunun olmasına izin verecek miyiz ?
هل سنسمح بحدوث ذلك؟

Buna izin verecek misiniz?
هل سنسمح بذلك؟