Bak, senin için kolay olmadığını biliyorum. Çoğu insan bununla başa çıkamaz, Kate. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس سهلاً عليك معظم الناس لا يستطيعون التعامل مع ذلك |
Bu senin için kolay olmalı. Direklere dokunma konusunda iyisin. | Open Subtitles | سيكون هذا سهلاً عليك فأنت بارع في لمس الأعمدة |
Ve bu senin için kolay olmalı, çünkü yani, şansa bak. Beyazsın. | Open Subtitles | وسيكون الامر سهلاً عليك اقصد أنت محظوظ فأنت أبيض البشرة |
Biliyorum bu senin için zor bir karar oğlum ama dediğin gibi olacak. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس خياراً سهلاً عليك يا بني، لكني سينفذ. |
Senin için kolaylaştırayım. Kovuldun. | Open Subtitles | سأجعل الأمر سهلاً عليك أنت مطرود |
Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum. Ama karanlığı bana bırakmalısın. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر ليس سهلاً عليك لكن أريدك أن تترك الظلمة لي |
Bak, biliyorum bu senin için kolay değil. | Open Subtitles | إصغ , أعلم بأنه لا يمكن أن يكون ذلك سهلاً عليك |
senin için kolay olmadığını biliyorum ama endişelenme. | Open Subtitles | أعلم أن ذلك ليس سهلاً عليك لكن لاتقلق, حسناً؟ |
senin için kolay olmadığını biliyorum ama dürüst olduğun için teşekkürler. | Open Subtitles | ,أعلم أن ذلك لم يكن سهلاً عليك وأنا أقّدرُ حقاً صدقك معي |
senin için kolay olacak yalanını söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أتظاهر بأن هذا سيكون سهلاً عليك |
Bak, orada olan şeyleri bilmek senin için kolay olmamalı fakat içeri zorla girersek, Anna yaralanabilir. | Open Subtitles | اسمع، هذا لا يمكن ان يكون سهلاً عليك ان تكون علي علم بما يحدث غالباً بالداخل. لكن لو اقتحمنا المنزل, "آنا" قد تتأذي. |
Noah ile tüm bu olanları örtmeye çalışmak senin için kolay olmamıştır. | Open Subtitles | ما كان هذا ليكون سهلاً عليك ، بافتعال كل هذا مع (نوا) |
Peter, eve geri dönmeyi seçmek senin için kolay bir seçim değildi, biliyorum. | Open Subtitles | (بيتر) أعلم أنّه لم يكن سهلاً عليك أن تقوم بخيار العودة إلى هنا. |
Bugün ırmağın aşağı yanında olmanın senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | ... أنا أعلم ... أنه لم يكُن سهلاً عليك اليُوم ... أن تكُون هناك عند النهر |
Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا لم يكن سهلاً عليك |
Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا الأمر ليس سهلاً عليك |
Sanırım bu senin için kolay bir şey değil Bay Tüylü Pantolon. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا ليس سهلاً عليك سيد (فازي بانتس)؟ |
Bunları söylemenin senin için kolay olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا لم يكن... قوله سهلاً عليك |
Bu senin için zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | ما كان يمكن أن يكون ذلك سهلاً عليك |
Senin için kolaylaştırayım. | Open Subtitles | أنا سَأَجْعلُ الأمرَ سهلاً عليك. |