Bunu hatırladığını biliyorum. Gus, bu çok basit. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك تذلك ذلك جوس،وهذا سهل جداً |
Neredeyse çok basit. Şehir zaten uçurumun kıyısında. | Open Subtitles | إنه سهل جداً هذه المدينة بالفعل على الحافة |
Kağıttan bir kanser sensörü yapmak bayıldığım çikolatalı kurabiyeleri yapmak kadar kolay. | TED | صنع مستشعر للسرطان من ورق هو أمر سهل جداً كصنع بسكويت رقائق الشوكولاتة، التي أحبها. |
Dur, bu kadar kolay olamaz. Belki de oyunu kaybetmemiz için hazırlanmış bir tuzaktır. | Open Subtitles | انتظر هذا سهل جداً ربما يكون فخاً لجعلنا نخسر اللعبة |
Hâlâ Fazla kolay geliyor. | Open Subtitles | لا أزال أشعر بأن هذا سهل جداً. |
Bunun başlıca sebebi metalleri diğer maddelerden ve birbirlerinden ayırmanın çok kolay olmasıdır denilebilir. | TED | وهذا بالغالب بسبب أن إعادة تدوير المعادن سهل جداً وأيضاً فصلها عن الأشياء الأخرى وعن بعضها البعض |
Hayat ele geçirmek çok kolaydır ama seni bir yere götürmez, hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | أخذ الأرواح سهل جداً لكنه لا يفضي إلى أي مكان، لا يفعل شيئاً |
Durum çok kolaymış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تعلمين؟ انتِ تتصرّفين و كأنه سهل جداً. |
Tamam, üç bölüm kaldı. çocuk oyuncağı. | Open Subtitles | حسناً, مازالت ثلاثة مشاهد متبقية أمر سهل جداً |
Aklınızda bulunması gereken bazı şeyler var. çok basit. | Open Subtitles | شيئان يجب أن تتذكرهما هذا سهل جداً |
Hesap çok basit. Glory'i törene başlamadan durduracağız. | Open Subtitles | سهل جداً سنوقف جلوري قبل أن تبدأ الطقوس |
Bizimle birlikte Annulus'tan gelebilirsiniz. çok basit. | Open Subtitles | يمكنكم أن تأتوا معنا من خلال بوابة"أنيلس" الأمر سهل جداً |
Elimde yeni bir katalog vardı. çok basit oluyor. | Open Subtitles | لأنّ لدي كتالوج جديد، إنه سهل جداً |
Peki, bu kadar kolay olduğunu düşünüyorsan, bana başka bir şey göndermeye ne dersin? | Open Subtitles | ان كنت تظن ان ذلك سهل جداً لِمَ لا تعطيني شيءً اخر |
Madem bu kadar kolay, neden daha zor bir şey göstermiyor? | Open Subtitles | إن كان سهل جداً لماذا لم تأت بفكرة صعبة ؟ |
Eğer sistemimize girmek bu beyefendiye bu kadar kolay geldiyse yeni bir bilgi işlem yöneticisi bulmamız lazım. | Open Subtitles | اذ كان ذلك سهل جداً لهذا السيد لإختراق نظامنا نحن بحاجه لتوظيف مهندس تقني جديد |
Bu Fazla kolay oldu. | Open Subtitles | هذا سهل جداً .. |
Neredeyse Fazla kolay. | Open Subtitles | . هذا تقريباً سهل جداً |
Ama birşeyi vurmak... O çok kolay. | TED | من الصعب القيام بالأمر. لكن الإصطدام بشئ؟ هذا سهل جداً. |
Bu yüzden eğitimdeki ikinci safha köpeğe yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı istediğini öğretmektir ve bu da çok kolay. | TED | لذا فالمرحلة الثانية للتدريب هي تعليم الكلب أن يريد فعل ما نريده أن يفعل، وهذا سهل جداً. |
* Almak çok kolaydır ama doğrusu budur aslında * | Open Subtitles | * الأخد سهل جداً * * لكن تلك هي الطريقة * |
Grapini... bu işi çok kolaymış gibi gösterdi. | Open Subtitles | اللوحة جعلت هذا العمل سهل جداً |
Okul ödevleri çocuk oyuncağı! | Open Subtitles | . عمل تقرير لأجل المدرسة سهل جداً |
Hayır, zor değil. Kolay, çok kolay. | Open Subtitles | كلا , ليس صحيحاً أنت سهل , سهل جداً |