Bu bana diyor ki dünya genelinde eşitsizlikler sadece kötüleşiyor. | TED | إذًا ما الذي يعنيه هذا أن الفوارق في جميع أنحاء العالم تزداد سوءًا. |
Son birkaç yıldır, organ talebi büyük ölçüde arttığından bu sorun daha da kötüye gitti. | TED | في العقود القليلة الأخيرة، ازدادت المشكلة سوءًا مع ازدياد الطلب على الأعضاء بصورة هائلة. |
Bence gayet rahat dile getirebiliriz ki, işler çok daha kötüleşecek. | Open Subtitles | يمكننا القول حتمًا إنّ الأوضاع ستزداد سوءًا |
Yoksa sancağa asılırsın veya daha kötüsü olur! | Open Subtitles | أو أنك ستمشى على اللوح الخشبي أو أكثر سوءًا من ذلك |
Dışarısı çok kötü ve gittikçe de kötüleşiyor. Ama beni köşeye sıkıştırdı. | Open Subtitles | فالعالم بالخارج سيئ، ويزداد سوءًا يوميًا ولكنها لا تمنحني خيارًا هنا |
Gittikçe kötüleşiyor. Sadece uyurgezerlik değil. | Open Subtitles | الأمر يزداد سوءًا ولا يتعلق بالسير أثناء النوم فحسب |
Geçer sanıyordum ancak daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | ظننت أنه سيختفي, ولكنه يزداد سوءًا باستمرار |
Bu sorun yıllardır daha kötüye gidiyor ve konuyla ilgili şaşırtıcı derecede az şey yapıldı. | TED | ازدادت هذه المشكلة سوءًا على مر العقود، ومن الملفت للنظر أنه لم يُبذل سوى جهد ضئيل حيال ذلك. |
Bunun sebebi daha da kötüye gidecek olması. | TED | السبب هو أنه على وشك أن يزداد الأمر سوءًا. |
Bu 2013'de böyleydi ve durum daha da kötüye gidiyor ya da ilerliyor. | TED | كان ذلك في 2013، وهذا المؤشر يزداد سوءًا تدريجيًا، أو يتطور. |
Şimdi kötü olduğunu düşünüyorsan, gittikçe daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | تعتقد أن الأمر سيئ الآن ولكنه سيزداد سوءًا |
Grevde olduğunuz her gün boyunca daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | وفي كلّ يوم تواصلين فيه سيزداد الأمر سوءًا. |
Yani ben de bundan daha kötüsü başıma gelemez diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لذا، تبيّنتُ أنّ الأمر لا يمكن أن يزيد سوءًا عن ذلك، صحيح؟ |
Ya da çok daha kötü bir hâl alacağını bildiğin için korkmuş? | Open Subtitles | أم بالخوف لأنّك تعلمين أن الحال سيزيد سوءًا على سوء؟ |
Bu kitaplardan okudukça önyargılarınızdan bazılarını öğreniyorsunuz, fakat diğer önyargılarınızdan bazılarını daha da kötü hale getiriyorsunuz. | TED | كلما قرأت هذه النوعية أكثر، فأنت تعرف عن بعض تحيزاتك، ولكنك أساسًا تعملُ على جعل بعض تحيزاتك الأخرى أكثر سوءًا |
Cezalı olmak eskisinden daha da beter bir şey artık. | Open Subtitles | أن تكوني معاقبة أصبح أكثرَ سوءًا عما كان عليه في الأيام الخوالي |
Hafta sonu daha çok kötüleşti ve bu sabah tekrar doktora gittim. | Open Subtitles | لقد ازداد الأمر سوءًا في نهاية الأسبوع وقد عُدت للطبيب هذا الصباح |
Ama destek kumunu kaldırmak eğimi daha kötü hale getirdi. | TED | ولكنّ إزالة التربة المعزِّزة من حولها زاد مستوى الميل سوءًا. |
Her işler daha kötü olamaz dediğinde, daha kötü oluyor. | Open Subtitles | كُلّما تقول ذلك، تزداد الأمور سوءًا دائمًا ما تسوء |
- Ondan kaçmak işleri daha da kötüleştirir. | Open Subtitles | تجنب متعقبك لن يزيد الأمر إلا سوءًا |
Neler yaşadığını bana anlatmassan bu aşamadan sonra durum sadece daha da kötüleşir. | Open Subtitles | عليك إخباري بما تكابده لأن الوضع لن يزيد إلّا سوءًا من الآن. |
Senin ona özenmen de durumu daha da kötüleştiriyor. | Open Subtitles | ومحاولتكَ الإقتداء به، تجعل الوضع يزداد سوءًا. |
Böyle gidersen durumu daha da kötüleştirecek olan sensin. | Open Subtitles | أسلوب تصرفاتك هو ما سيزيد الوضع سوءًا. |