Hayır, burada oturacaksın ve ben senin fişlerinle uğraşırken beni izleyeceksin. | Open Subtitles | لا , سوف تجلسين هنا وتشاهديني أحسب ضرائبك |
Sadece burada oturacaksın ve otoparkın üstünden telefon direğine geçerken benim merkez ağırlığım olacaksın. | Open Subtitles | لذلك سوف تجلسين بالأسف وتكونين موازية لي وتتمسكين حتى نصل إلى مواقف السيرات |
Herhâlde masaya da bu hâlde oturacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنك سوف تجلسين على المائدة هكذا |
Dört saat boyunca burada mı oturacaksın yani? | Open Subtitles | إذا َ فقط سوف تجلسين هنا لـ 4 ساعات؟ |
Sen sadece orada zarif ve masum bir şekilde oturacaksın. | Open Subtitles | سوف تجلسين هناك و تبدين راقية و بريئة |
Ben sana kalkabilirsin diyene kadar burada oturacaksın. | Open Subtitles | والآن، سوف تجلسين هنا... إلى أن أخبرك أن بإمكانك النهوض. |
Burada iyi ve güzel bir kaltak gibi oturacaksın. | Open Subtitles | لذا سوف تجلسين مكانكِ كعاهرة مطيعة |
Benim seçtiğim bir muhabirle oturacaksın ve sanki en yakın arkadaşınla sohbet eder gibi Birleşik Devletler Başkanı'na olan masum ve engel olunamaz saf aşkını anlatacaksın. | Open Subtitles | أنتي سوف تجلسين مع مذيع من اختياري وسوف تتحدثين كما لو أنك تتحدثين مع صديقتك المقربة عن حبك البريء والذي بلا حسيب ولا رقيب |
Şimdi buraya oturacaksın ve benimle konuşacaksın. | Open Subtitles | -لا سوف تجلسين هنا و ستتحدثين معي |
Öğle yemeğinde bizim masamızda oturacaksın. | Open Subtitles | سوف تجلسين على طاولة غدائنا |
Sen oturacaksın. | Open Subtitles | سوف تجلسين |