| Avukat Jon Gottlief ve müvekkili Helen Solloway adına buradayım. | Open Subtitles | انا هنا نيابه عن المحامي جون قوتليف وموكلته هيلين سولواي |
| Lockhart, bebeğin aslında kendisinden olduğunu Solloway'e söylemekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | لوكهارت هدد بأن يخبر سولواي بأن الطفل في الحقيقه طفله |
| Öyleyse ev sizin adınıza bile olsa müşterek mülk sayılır, Bayan Solloway. | Open Subtitles | اذا المنزل يعتبر مُلك مشترك ياسيده سولواي حتى لو كان بإسمك |
| Öyleyse Bay Solloway, planınız yakın gelecekte şehre dönmek? | Open Subtitles | الان سيد سولواي.. خطتك هي ان ترجع للمدينه في المستقبل القريب؟ |
| Bay Solloway şehirden takriben 60 mil uzakta tek odalı bir kulübede yaşamayı seçmiştir. | Open Subtitles | وأولادها الاربعه من ذلك الحين سيد سولواي اختار أن يعيش في كوخ من غرفه واحده يبعد 60 ميلاً عن داخل المدينه |
| Bay Solloway aynı zamanda yalnız yaşadığını da iddia etti. | Open Subtitles | ولكن لِنُكمل سيد سولواي إدّعى ايضا في وجود الوسيط، وبشكل موثق |
| Bu iki ya da üç yatak odalı dairede Bay Solloway yalnız yaşamayı mı planlıyor? | Open Subtitles | هل سيد سولواي خطط لأن يعيش لوحده؟ في هذه الغرفتين او الثلاث؟ |
| Eğer Bay Solloway'in bir yorumu varsa, ...belki de bunu mahkeme ile paylaşmak isteyebilir. | Open Subtitles | اذا كان سيد سولواي لديه تعليق ربما يريد أن يشاركه معنا؟ |
| Bu sabah duyduklarımdan, çocuklarınızın ihtiyaçları Bay Solloway, ...en azından son bir yıldır sizin için ön planda değil. | Open Subtitles | اعتمادًا على كل شيء سمعته هذا الصباح احتياجات اطفالك سيد سولواي لم تكن من أولوياتك |
| Bu talepte bulunduğumuz bir ay içinde Noah Solloway'e, hayatına, özel yaşamına, ...çalışmalarına düşkünlük neredeyse epik bir niceliğe ulaştı. | Open Subtitles | انسى الموضوع.. مسحورون بنوا سولواي بحياته.. |
| Emin olduğu tek şey, Noah Solloway'in iyi bir şey olduğu ve bunu kaybetmek istemediği. | Open Subtitles | شيء واحد هي متأكده منه.. أن نوا سولواي شخص رهيب, ولاتريد أن تخسره.. |
| Scott, Bay Solloway'in genç kızını hamile bırakmıştı. | Open Subtitles | سكوت جعل إبنه سيد سولواي المراهقه حامل.. |
| O zaman Bay Solloway'in, kardeşinizi öldürebileceğini düşündünüz mü? | Open Subtitles | في ذاك الوقت، هل ظننت أن السيد سولواي كان قادرًا على قتل أخيك |
| Öyleyse sen, Noah Solloway'e silah çeken olmalısın. | Open Subtitles | اذا لا بد أنك من وجهت السلاح في وجه نوا سولواي.. |
| Baldızımın çok fazla vaktinizi almasına izin vermeyin Bay Solloway. Çok konuşur o. | Open Subtitles | لا تدع زوجت أخي تحتكر الكثير من وقتك يا سيد (سولواي), فإنها ثرثارة. |
| Bay Solloway, sessiz kalma hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | سيد سولواي.. لك الحق في التزام الصمت |
| Bay Solloway, çocuklarınızın ortak velayetini istiyorsunuz, doğru mu? | Open Subtitles | سيد سولواي.. تريد الحضانه المشتركه |
| İşte, Bay ve Bayan Solloway. | Open Subtitles | اوه لقد وجدته.. السيد والسيده سولواي |
| Bay Solloway gelemedi mi? | Open Subtitles | اذا.. السيد سولواي لم يستطع القدوم؟ |
| Jon Gottlief, Noah Solloway'in avukatı. | Open Subtitles | جون قوتليف.. المحامي الخاص بنوا سولواي |
| Harriet Soloway'in, gittiği her yerde oldukça ünlendiği ortaya çıktı. | Open Subtitles | على ما يبدو، أينما ذهبت (هاريت سولواي) كان لديها سمعة معينة |