Aslında, salgın hastalıkları durdurabilecek bir sisteme çok az yatırım yaptık. | TED | ولكننا في الواقع لا نستثمر سوى القليل جداً في أيقاف الأوبئة. |
...çünkü insanların aslında ne yaptığı hakkında çok az şey biliyoruz. | Open Subtitles | لأننا لا نعرف سوى القليل حول ما يفعله الناس في الواقع |
Kimliği hâlâ açıklanmadı. Kurban hakkında çok az bilgi var. | Open Subtitles | لازالت هوية الضحية سرية و لا يُعرف عنها سوى القليل |
Bu olası değil. Ne yazık ki, doğada sadece birkaç tekboynuz kaldı. | Open Subtitles | إنها هبه نادرة , يا للأسف لايوجد سوى القليل على قيد الحياة |
Mevcut modeller büyük, pahalı ve çalışması için kapsamlı bir eğitim gerektirdiğinden, çoğu hastanede sadece birkaç tane vardır. | TED | لأن النّماذج الحالية ضخمة ومكلفة، وتتطلب تدريبات مكثّفة للعمل عليها، ومعظم المشافي لا تملك سوى القليل من الإمدادات |
Kadınlar hakkında, Thomas Aquinas çok az şey biliyordu. | Open Subtitles | بالنسبة للمرأة ، توما الأكويني ، لم يكن يعلم سوى القليل جداً |
Han çok az bildiğimiz nedenlerle bu çocuğu yüceltmeye devam ediyor. | Open Subtitles | الخان يواصل احتضان هذا الصبي الذي لا نعرف سوى القليل عنه |
Mayalar ve Aztekler savaştılar. Bu nedenle bugün çok az Maya ve Aztek var. | TED | قبيلة المايانز والزتيكس حاربوا ولهذا لا يوجد سوى القليل منهم |
Fakat yeni bir düzenin nasıl ortaya çıkabileceği hakkında çok az konuşma oluyor. | TED | إلا أنّنا لا نرى سوى القليل جدا من الكلام عن كيفية ظهور الشكل التالي. |
İçişlerinde çok az kişinin dışında kimse bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يعلم سوى القليل منا أنني شؤون داخلية |
Çünkü geçmişe bakınca, senin için çok az şey yaptım. | Open Subtitles | لأنني كما تتذكرين منذ زمن بعيد، لم أعطيكِ سوى القليل من حقكِ عليّ |
Birlikte geçirdiğimiz çok az olan zamanların değerli olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل له أن ما سوى القليل من الوقت لدينا معا ثمين. |
Dikkatli ol. Türümüzden sadece birkaç tane kaldı. | Open Subtitles | كن حذراً , لم يتبقى سوى القليل من فصيلتنا |
Bu işkence hayatta sadece birkaç dakika daha. Sonra cennette olacağız. | Open Subtitles | لم يبقى سوى القليل على هذه الحياة البائسة ثم نذهب إلى الجنة |
Jack'in annesi bana dünyada sadece birkaç farklı tür erkek olduğunu söyledi ve bu yaşıma kadar hepsiyle tanışmışım. | Open Subtitles | -حسب ما أخبرتني أيّاه أمّ (جاك )، ثمّة سوى القليل من سلالات الرجال في العالم وفي سنّي، التقيت بجميعهم |
sadece birkaç saniye daha. | Open Subtitles | لم يبق سوى القليل |
Gerçekten anlayabildiği çok az şey vardır. | Open Subtitles | وأنه ليس بوسعنـا أن نفهم سوى القليل جداً. |