| O kötü adam onlara bir sürü kötü şey öğretmiş. | Open Subtitles | ان هذا رجل سيء و يقوم بتدريس امور سيئة لغاية |
| Bana o adamın kötü olduğunu ve bir şey söylemememi tembihledi. | Open Subtitles | قالت انه رجل سيء و لا يجب علي ان اخبره بشيء |
| Pek kötü, çok yazık. Şimdi beni geri gönder, balık parmaklı. | Open Subtitles | هذا سيء و حزين أرسليني للأعلى ، يا صاحبة أصابع السمك |
| Havanın kötü olduğunu ve muhtemelen saldırmayacaklarını biliyorum ama ya saldırırlarsa? | Open Subtitles | بالتاكيد، أَعْرفُ أن الطقسَ سيء و من الصعب أن يقومو بالغزو.. لكن ماذا يَحْدثُ إذا قامو بالغزو؟ |
| Havası kötü. Sisli. | Open Subtitles | المناخ سيء و مليء بالضباب و من الصعب توقعة |
| kötü bir evlilik için yedi sene feda ettim, kontrolü ele almayı sever diyorsun. | Open Subtitles | أضعت 7 سنوات من عمري في زواج سيء و أنت تقول أنّني أحب أن أكون مسيطرة؟ |
| Brian. Ben kötü bir baba ve kötü bir kocayım. | Open Subtitles | واجه الأمر يا براين انا اب سيء و زوج سيء و البس بشكل نزق |
| Ama bu olayda, belki kötü bir karar veya kötü bir davranış, ona bir ün kazandırmıştır, ve bu öldüğünde ilanın başyazısı olur. | Open Subtitles | لكن حادِثَةً ما، قَرارٌ سيءٌ ما أو تَصَرفٌ سيء و الذي رُبما أعطاهُ دَقيقةً مِن سوءِ السُمعَة لكنهُ سيكونُ عِنوانَ نَعيهِ حينَ مَوتِه |
| Bu arada, sen kötü bir insan değilsin... ama bu çok kötü bir davranış. | Open Subtitles | بالمناسبة: أنت لست ولد سيء, و لكنه تصرف سيء جداً |
| Ona Paris'e gitmek zorunda olduğumu söylediğimde, bana "kötü bir randevudan kaçmak için gerçekten ülkeyi terketmek zorunda mısın?" dedi. | Open Subtitles | قال أليس هذا إشارة إلى أنه موعد سيء و تريدين مغادرة البلاد |
| Kendini kötü hissediyorsun, ama ne yapabilirsin ki? | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تشعر بشعور سيء و لكن ما الذي ستفعله ؟ |
| Söyle Etrafta Tanımadığın Biri Var Mıydı kötü Biri | Open Subtitles | إفترضي , أن هناك شخصاً ما في الجوار , شخصاً سيء و أنت لا تعرفين ذلك |
| Mesela birisi olsa çok kötü birisi ama siz bilmiyor olsanız. | Open Subtitles | إفترضي , أن هناك شخصاً ما في الجوار , شخصاً سيء و أنت لا تعرفين ذلك |
| Savaşın kötü, dans etmenin iyi olduğunu gösteren bir gösteri hazırlıyordum. | Open Subtitles | أنا أقوم بأرقام هائله عن ـ ـ ـ كيف النزاع سيء و الرقص جيد في عرض مواهب المدرسه |
| Ateş Lordu'nun kötü biri olduğunu biliyordum ama bu planı saf kötülük üzerine. | Open Subtitles | لطالما علمت أن زعيم النار شخص سيء و لكن خطته تعبر عن شر جسيم |
| kötü bir polisi korumak için yalan söyledim ve bunu biliyordun, ben de biliyordum. | Open Subtitles | لقد كانت كذبـة أن نحمي شرطي سيء , و أنا كنت أعلم هذا و أنت كذلك كنت تعلم |
| kötü bir polisi korumak için yalan söyledim ve bunu biliyordun, ben de biliyordum. | Open Subtitles | لقد كانت كذبـة أن نحمي شرطي سيء , و أنا كنت أعلم هذا و أنت كذلك كنت تعلم |
| Sana karşı kötü olan insanlar, sadece sana karşı kötü değil muhtemelen sadece kötüydüler. | Open Subtitles | الناس الذين يعتقدون بأنهُ سيء و تعدتقدين بأنهُ كذلك فهوا من المحتمل أنهُ ســـــيء. |
| Zarar vermek kötüdür. kötü olmak istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | الايذاء سيء و نحن لا نريد ان نكون سيئون اليس كذلك ؟ |
| kötü herşeyi unutturur size ve deli gibi sevişmenizi sağlar | Open Subtitles | سيجعلك تنسى كل شيء سيء و تمارس الجب كالفمر و النجوم |