Öyle bir zaman gelecek ki oğlum, beni tanıdığına pişman olacaksın. | Open Subtitles | سيأتي الوقت الذي عنده ستتمني الا تقابلني فيه |
Peki doğru zaman ne zaman gelecek? Hikaye bitince mi? | Open Subtitles | اوه حقا اذا متى سيأتي الوقت المناسب بعد نهاية القصة توقفا انتما الاثنان |
O adamı görmeye devam edebilirsin ama öyle bir zaman gelecek ki bir müşteriyi korumak için ona yalan söylemek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | ولكن سيأتي الوقت الذي تكذبين فيه عليه من أجل حماية أحد الموكلين، ونحن لا نكذب على الصحفيين |
İhtiyatın onu kötülükten koruyacağı inancında ama öyle bir zaman gelecek ki tamamen ölümlü olduğunu anladığında onu korumak bize düşecek ama onu bu çadırdan koruyamam. | Open Subtitles | يعتقد أن العناية الإلهية ستحميه من الأذى و لكن سيأتي الوقت الذي يعلم فيه أنه فانٍ للغاية و أنه علينا نحن حمايته |
Remy'yi hedef tahtama koyma zamanı gelecek, ama şimdi değil. | Open Subtitles | سيأتي الوقت الذي سيوضع فيه ريمي في مرماي، لكنه ليس الآن. |
- Onların da zamanı gelecek. | Open Subtitles | سيأتي الوقت |
Harry Potter'a bir şey söylenmesi gereken bir zaman gelecek. | Open Subtitles | سيأتي الوقت الذي يجب إخبار (هـاري بوتر) فيه بأي شييء. |