İlk başta davet edilmemek yeterince kötüydü. | Open Subtitles | لقد كان سيئاً كفاية عدم دعوتي في المقام الأول |
O süper ucubenin bir polisi öldürmesi yeterince kötüydü. | Open Subtitles | إن موت الضابط على يدي ذلك الخارق المجنون كان سيئاً كفاية. |
O süper ucubenin bir polisi öldürmesi yeterince kötüydü. | Open Subtitles | إن موت الضابط على يدي ذلك الخارق المجنون كان سيئاً كفاية. |
Kan yeterince kötüydü. Bu kadar heyecanlı olmana şaşmamak gerek. | Open Subtitles | فلقد كان الدم سيئاً كفاية - لا عجب أنّك تبدين متحمّسة جدّاً - |
Ve bu yetmezmiş gibi korkuç bir şeyin farkına varmak üzereydim. | Open Subtitles | وإذا لم يكن ذلك سيئاً كفاية كنت على وشك أن يصيبني سوء فى الإدراك |
Phil baştayken yeterince kötüydü, ama onunla bile geçinebilirdim. | Open Subtitles | كان (فيل) سيئاً كفاية لذلك الموقع لكن كان بوسعي التعايش معه |
Zavallı Edith. Mülk temsilcisi olması yeterince kötüydü. Şimdi o bile olmayabilir. | Open Subtitles | (إديث) المسكينة، كان سيئاً كفاية أنه وكيل والآن قد لا يصبح كذلك حتى |
Urca altınının çalınması yeterince kötüydü zaten. | Open Subtitles | حين سرق الذهب من (أوركا) كان الأمر سيئاً كفاية |
Phil üst mevkiide yeterince kötüydü. | Open Subtitles | كان (فيل) سيئاً كفاية لذلك الموقع |
Bunlar yetmezmiş gibi bir de hastam ölüyor. Hastanede Noel zamanı ölümler.. | Open Subtitles | وإن لم يكن ذلك سيئاً كفاية فمريضتي تحتضر الموت في المشفى ليلة عيد الميلاد |
Kuzey Kore'de kaçak olmamız yetmezmiş gibi bir de Will'le yattığını öğreniyorum. | Open Subtitles | كان هذا سيئاً كفاية لأن نكون هاربين " في " كوريا الشمالية والآن أكتشف أنك نمتِ مع ( ويل ) ؟ |