Kendi hayatını berbat etmen yeterince kötü. Benimkini de mahvetmene izin vermiyeceğim. | Open Subtitles | إنه سيئ بما يكفي لشد حياتك أنا لن أتركك تشدّني |
Sabah 5'te uyandırılma, dostum, bu yeterince kötü. Ailelerimizin buraya ne kadar para verdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | نداء صحوة في الخامسة صباحًا سيئ بما يكفي يا رجل |
Hayal dünyasında yaşayan bir kızın şakaları olmadan da günüm yeterince kötü. | Open Subtitles | يومي سيئ بما يكفي من دون مزاح فتاة واهمة. |
Bir gardiyanı öldürmen yeterince kötü. | Open Subtitles | الأمر سيئ بما يكفي فلقد قتلت حارساً |
Benimle birlikte yaşaması bile yeterince kötü. | Open Subtitles | الامر سيئ بما يكفي كي يعيش معي |
Bir arada kalmalıyız. Bu yeterince kötü, Jery. | Open Subtitles | يجب أن نبقى معاً (هذا سيئ بما يكفي يا (جيري |
Yani, Julianna'nın hastaneden kaçtığını ona söylememem yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | أعني , إنه سيئ بما يكفي , أنا لم أخبرها بشأن هروب (جوليانا) من المستشفى |
Müşterilerimizi Baylor'a kaybetmek yeterince kötü. | Open Subtitles | انه سيئ بما يكفي للعمل أن ننقذ العملاء لأجل (بايلور). |