"سياراتهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• arabaları
• arabalarının
• araba
• arabalarında
• araçlarını
• arabalardan
• arabalarını
• araçların
• araçlarına
• araçlarında
• park
• arabasını
• arabalara
• arabalarına
• arabalarından

arabaları yok, ama eminim ki Johnsonlar oraya girmenize aldırış etmez.
سياراتهم ليست هنا لكنني واثقة من أنهم لن يمانعوا من دخولكم

Adamlar Cadillaclarla geliyorlar. Tuddy de bu arabaları park etmeme izin veriyordu.
رجال العصابات كانوا يأتون وكان تودي يسمح لي بأن أصف سياراتهم الـ"الكاديلاك"

Çatı pek kullanılmaz. İnsanlar, arabalarının güneşte kavrulmasından pek hoşlanmıyor.
السقف لا يُغطيه بالكامل,لا يُحب الناس ركنّ سياراتهم في الشمس,تعرف

Mesele şu: Birinci sınıf öğrencilerinin araba kullanmasına izin yok.
هناك أمر ما الطلاب الجدد لا يُسمح لهم باصطحاب سياراتهم

Binlerce insan tam veya yarı zamanlı çalışıyor, ve arabalarında yaşıyorlar.
آلاف الناس يعملون بدوام كامل و جزئي، ويعيشون في سياراتهم.

Yedikleri tavukların isimlerini bilmek isteyen ve kendi elektrikli araçlarını süren bu heriflerin oluşturduğu büyük bir servet var.
قد تُصنع ثروة هائلة بواسطة هؤلاء الرجال الذين يقودون سياراتهم الكهربائية و يريدون أن يعرفوا أسماء الدواجن التي يأكلونها

Belki, ama neden cesedi çalıntı arabalardan birinin bagajında bıraktılar?
ربما ، لكن لماذا سيدع الجثة في صندوقِ واحدة من سياراتهم المسروقة؟

Erkeklerin arabaları, kadınların saçı vardır.
الرجال يمتلكون سياراتهم النساء يمتلكن شعرهن

Filmlerdeki kızlar, adamları arabaları için sever.
الفتيات في الأفلام يحبون الرجال من أجل سياراتهم

arabaları çarpışmış.Küçük bir kaza gibi.Adam kadının arabasına sıkı vurmuş.
سياراتهم إصطدمت ، تصادم خفيف هو صدم سيارتها هل كان حادثا؟

İspiyoncuların cesedi arabalarının bagajında bulundu. Nicky'yi sorguladılar.
الوشاة عثر عليهم قتلى في صناديق سياراتهم,استجوبوا نيكي

Taksi şirketleri arabalarının takip edilmesine izin veriyor.
يُتيح لشركة سياراة الإجرة تعقّب سياراتهم

Ve bütün araba sahipleri arabalarını ekliyorlardı, gerçekten heyecanlıydı.
كانت لحظة مثيرة. وجميع المالكيين أضافوا سياراتهم.

İnsanların sürdükleri araba veya onu peşin mi yoksa krediyle mi aldıkları konusu yerine sanat ve yaratıcılığıyla övünebildiği bir alan yaratmayı umuyorum.
آمل من خلاله أن أخلق فضاءً ينشر فيه الناس فنهم وإبداعهم أفضل من حديثهم حول نوع سياراتهم وفيما لو ابتاعوها نقداً أو بالتمويل.

En az 41 kisş i yaralandı, diğerleri arabalarında mahsur kaldı.
على الأقل هناك 41 مصاباً، وهناك الكثير من الأشخاص عالقون في سياراتهم.

Buralılara göre kampçıların çoğu, araçlarını marketin oraya bırakırmış.
إستناداً إلى السكان المحليين المخيمين يضعون سياراتهم في المخزن العام

Sokaktan geçen arabalardan bağıran insanlar olurdu
يصيح الناس في من سياراتهم المارة.

Sıradan görünüyorlar, ama onların arabalarını tanırsın gürültülü ve parlak ışıklı...
تقريبا مجهولو الهوية لاكن يمكن ملاحظتهم عن طريق سياراتهم مبهره وجذابة

Binadaki herkesin adına ve araçların plakalarına ihtiyacımız var.
سوف نحتاجُ إلى أسماءِ كل من بالمبني ، وأرقام لوحات سياراتهم

Tüm Thames Valley polis memurları araçlarına dönebilir mi, lütfen?
أريد كل رجال شرطة وادي تيمز أن يعودوا الي سياراتهم

Davalı, az önce neredeyse bir milyon araçlarında aynı arızaya rastlandığını bize hatırlattı.
المتهم ألغى حالياً تقريباً مليون من سياراتهم بسبب هذا العطل

Yangın musluklarının önüne park ediyorlardı ve hiç ceza yemiyorlardı.
كانوا يصفّون سياراتهم بأماكن ممنوعة ولم يتعرضوا أبداً لمخالفة واحدة

Kim arabasını böylesine iğrenç bir halde bırakır?
من الذين سيُبقون سياراتهم بهذه القذارة؟

... güzel evleri var, herkes onlara kibar davranıyor,... .. son model arabalara binip, her gece dansa gidiyorlar.
منازل جميلة الجميع يعاملهم بلطف يذهبون في سياراتهم الجميلة إلى النوادي والحفلات الراقصة وكل هذا

Bu arada maaşını ödeyenler de fildişi mermer fuayeden geçip arabalarına biniyorlar.
بينما الرجال الذين يدفعون راتبك يمشون على الرخام العاجي الى داخل سياراتهم

diye bağıracaklar. Aslında bir zamanlar bu kişiler arabalarından çıkar ve yüzünüze karşı nefret ederlerdi.
الآن مرة في اليوم، سيخرجون فعلياً من سياراتهم ويحقدون عليكم في وجوهكم.