Sayın müşterilerimiz, park alanında ışıkları açık durumda mavi bir Prius var. | Open Subtitles | إنتباه أيها الزبائن هناك سيارة بريوس زرقاء أنوارها مُضاءة في موقف الركن |
Sayın müşterilerimiz, park alanında ışıkları açık durumda mavi bir Prius var. | Open Subtitles | إنتباه أيها الزبائن، هناك سيارة بريوس زرقاء أنوارها مضاءه في موقف الركن |
Prius'ımız yemek rezarvasyonu yapabiliyor sinema bileti alabiliyor, hava durumunu bildiriyor ama açılmıyor. | Open Subtitles | رائع,لدينا سيارة بريوس التي تجري حجوزات للعشاء تشتري تذاكر للأفلام,تخبرنا عن الطقس أريد تلك التي تفتح |
Prius'ta keskin bir viraj dönüşü yaparkenki hızımı ölçmek için sürtünme etkisinin kuvvet-zaman hesaplamasının tam ortasındaydım. | Open Subtitles | كنت أقوم بحساب القوة ضرب المسافة ضرب معادل الاحتكاك لأعرف مدى السرعة التي يمكنني أن أجعل الدبوس يدور داخل سيارة بريوس |
Karayolunda bir Prius'tan daha az ses çıkaracak. | TED | فعندما تحلّق، ستكون أكثر هدوءًا من سيارة "بريوس"على الطريق السريع |
Bu avukatımızın numarası. Bu işi dört günde halledebilir. - Sana Prius alacağız. | Open Subtitles | حسناً ، يمكنك أتخاذ قرارك الخاص المرة القادمة أي سيارة (بريوس) التي تفضليها |
Hayır, şimdi bir Prius'umuz var. Karım aldı. | Open Subtitles | "لا، الآن لدينا سيارة "بريوس "حصلت على الفئة الجديدة من "بريوس |
Siyah Prius'a bakmamız lazım. | Open Subtitles | هذا (ديلكو). أحتاج تعقب سيارة بريوس سوداء. |
Ve bir Prius'ta sikmenin en iyi yanı sonradan kendini suçlu hissetmezsin. | Open Subtitles | والجيد في المضاجعة داخل سيارة (بريوس) هو أنّك لن تشعر بالذنب بعد ذلك |
- Sence Kyle, Prius kullanıyor olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن (كايل) يقود سيارة "بريوس"؟ |
Bir Toyota Prius'la yaşamak gibi! | Open Subtitles | و كأنني كنت اعيش مع سيارة "بريوس" |
Uber dedikleri bir şey çağırdım, ki onu bir Wehrmacht kumandan arabası sanıyordum, ama meğerse... bir Prius'muş, hem de şoförü... bir kadın. | Open Subtitles | "ركبتُ شيئا يُدعى "أوبر والتي ظننتها ستكون مركبة خاصة بـ"الفيرماخت"، لكن تبيّن أنها ...سيارة "بريوس"، تقودها |
Üzgünüm.Prius'a biniyorsun. | Open Subtitles | آسف انت في سيارة بريوس |
Sana Prius alman için baskı yapmıyorum ki. | Open Subtitles | "لا أطلب منك أن تشتري سيارة "بريوس |
Hey, sen şu dışarıdaki Prius'un sahibi olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك المالك لتلك سيارة بريوس التي بالخارج (سيارة بريوس\ من صنع شركة تويوتا حيث تحتوي على محركين واحدا للوقود آخر للكهرباء ومحافظة للبيئة) |
Ne yapıyorsun Prius? Etrafımdan dolansana. | Open Subtitles | تباً، ماذا هناك يا صاحب سيارة (بريوس)؟ |
Toyota, Prius'u benzersiz kılarak yüz binlerce insana yakıt tasarruflu bir araç satın aldırdı. | TED | دفعت (تويوتا) المئات من الآف الأشخاص لشراء سيارة تتميز بكفاءة استهلاكها للوقود من خلال جعل سيارة "بريوس" فريدة من نوعها... |
Bir Prius kullanıyorsunuz. | Open Subtitles | وتقود سيارة (بريوس) |