"سيارة فان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• minibüs
• minibüsü
• minibüsün geldiğini
• kamyonet
• bir minibüsün
• bir kamyonete

Park yerinde bir minibüs bırakıyor.
ترك سيارة فان مركونة فى واحدة من المواقف السيارات.

Adamlar yoktu. minibüs falan yoktu.
لم يكن هناك مختطفون، ولم يكن هناك سيارة فان.لقد رحلت برغبتي

- Yürüyüşe çıkmıştım ve şüpheli bir minibüs gördüm.
كنت اتمشى فرأيت سيارة فان مثيرة للإنتباه

Dışarı bakmış ve uzakta bir minibüsü yarışıyor gibi görmüş.
قالت بأنها نظرت الى الخارج فشاهدت سيارة فان تنطلق مسرعة

Birisi sabah 4'te bir minibüsün geldiğini görmüş, bir dakika sonra bir diğeri arabanın kapısının kapandığını duymuş.
أحدهم رأى سيارة فان تسير حوالي الساعة الرابعة صباحا، وآخر سمع إغلاق باب سيارة بعد دقيقة أخرى ، واعتقدوا أنها جرائد الصباح يتم توصيلها

Benim kredi kartımla bir kamyonet kiraladı.
لقد إستأجر سيارة فان ببطاقتي الإئتمانية

Gri bir minibüsün arkasında samimi bir muhabbete girmeme konusunda kendime uzun bir süre önce söz verdim.
وعدت نفسى منذ وقت طويل بأن لا أتحدث من القلب للقلب فى صندوق سيارة فان رمادية

Onu beyaz bir kamyonete çekip yakaladılar.
لقد جذبوها إلى سيارة فان بيضاء

İki gün önce sahte kimliğiyle, şehir dışında minibüs kiralamış.
قبل يومين استعمل هوية مزيفة لاستئجار سيارة فان

- Howard, minibüs ya da benzer bir şey var mı?
"هاورد"، هل هناك سيارة فان أو شيء من هذا القبيل - ?

Olay yerindeki tanıklar park alanını hızlı bir şekilde terk eden bir minibüs gördüklerini söylediler.
وهناك شهود عيان... شاهدوا سيارة فان تغادر المحطة مسرعة بعد إطلاق النار

Sol omzumun oradaki beyaz minibüs.
سيارة فان بيضاء على ناحية كتفي الأيمن

Dışarıdaki minibüsü ne zaman aldın? minibüs?
متى أوقفت السيارة بالخارج ؟ سيارة " فان "

Polis, gördüğü her camsız beyaz minibüsü durduruyor.
الشرطة توقف كل سيارة فان بيضاء بلا نوافذ يرونها

454 Beaumont'taki beyaz minibüsü kontrol edin, muhtemelen narkotik suçu var.
أفحصوا سيارة فان بيضاء ب454 بيمونت

Birisi sabah 4'te bir minibüsün geldiğini görmüş, bir dakika sonra bir diğeri arabanın kapısının kapandığını duymuş.
أحدهم رأى سيارة فان تسير حوالي الساعة الرابعة صباحا، وآخر سمع إغلاق باب سيارة بعد دقيقة أخرى واعتقدوا أنها جرائد الصباح يتم توصيلها

Diyebileceğim, yangın yolunda bir kamyonet vardı ve işte o zaman diğer kızı gördüm.
حسنًا، أفضل ما يمكنني قوله، كانت هناك سيارة فان على طريق النار، وذلك عندما -رأيتُ الفتاة الأخرى

Maktulü, grimsi bir kamyonete, az buçuk Waits'e benzeme ihtimali olan biriyle girerken görmüş olabileceğini söyleyen bir tanığımız var.
لدينا رجلٌ يظن بأنهُ شاهده يركب إلى سيارة فان رمادية (مع رجلٍ ربما يكون (ويتس