Bu kesinlikle Robert Pattinson dikkatini çekecek. Merhabalar. | Open Subtitles | هذا بالطبع سيثير اهتمام روبرت باتنسون مرحبا |
Bu arada, işte ilgini çekecek birşey. | Open Subtitles | بالمناسبة هناك شيء سيثير إهتمامك : |
Herhangi bir türün çıkardığı huzursuzluk Una Mens'in dikkatini çekecektir. | Open Subtitles | أي إضطراب سيثير إنتباه غير مرغوب فيه من رجال الأونا |
Etrafta birileri varsa, bu patlama dikkatlerini çekecektir. | Open Subtitles | لو كان احد ما قريبا، سيثير هذا الإنفجار انتباهه |
Miras yasal olarak ona kaldıktan hemen sonra ölürse, çok dikkat çeker. | Open Subtitles | لو حدث هذا به استلامه لكل أملاك والده مباشرة سيثير الشكوك |
Birdenbire, hiç sebep yokken ortaya çıkıverdi ve bana İngiltere'ye geldiğini ve ilgimi çekebilecek bir şeyler bildiğini söyledi. | Open Subtitles | فجأة قام بالإتصال بي , و أخبرني أنه وصل إلى البلاد و قال أن لديه شئ ربما سيثير اهتمامي |
Hevesli ama deneyimsiz birini buldu. Sizin ilginizi çekmez. | Open Subtitles | وجد فتى عظيم ولكن ليس لديه الخبرة لا بد وأنه سيثير اهتمامك |
Onlar da halk tarafından pek çok soru sorulmasına sebep olur. | Open Subtitles | مما سيثير الكثير من التساؤلات بين السكان. |
İlginizi çekecek bir gösteri ayarladım. | Open Subtitles | لقد رتبت تقديم أعتقد انه سيثير أهتمامكم |
İnsanların dikkati çekecek olan ilk şey, şehirlerin özellikle büyük şehirlerin suyunun bitmesi olacak. | Open Subtitles | ... ما سيثير انتباه الناس هو أن المدينة الأولى والأغنى في العالم ينفذ منها الماء |
Güzel, iyi ki buradasın Leonard. Bilimsel haberlerim var. Çok ilgini çekecek. | Open Subtitles | جيد، "لينارد" أنت هنا أخبار علمية هذا سيثير إهتمامك و "بيني" يمكنكِ أن تطلي أظافرك |
Bunun New York Post okuyucularının ilgisini çekecek bir olay olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لست متأكدًا حقًا أنه حدث سيثير إهتمام قراء صحيفة "ذا نيويورك بوست" |
Bu onların şüphesini çekecek. | Open Subtitles | سيثير الأمر ريبتهم |
Göz önüne konulmuş 200 litrelik bir petrol varili, ... hedefinizin dikkatini çekecektir.. | Open Subtitles | برميل نفط ذو الخمسين غالوناً الموضوع في مكان جيد سيثير إنتباه هدفك |
Hayır. Çok geciktiniz. Bu şüphe çekecektir. | Open Subtitles | سيجعلكِ هذا تغيبين لفترةٍ طويلة ممّا سيثير الشكوك |
Gömleği değiştirmen gerek, Kokusu hayvanları çeker. | Open Subtitles | عليك تغيير ذلك القميص لانه سيثير جنون الحيوانات |
Neyse ilgini çeker mi bilmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال لست متأكدًا بأنه شيء سيثير اهتمامك |
Ah. Sanırım bu ilginizi çeker. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أن ذلك سيثير أنتباهكم |
Haydi gel, Teğmen. İlgini çekebilecek bir şeyler var. | Open Subtitles | تعال إلى هنا يا حضرة الملازم لدي أمر سيثير اهتمامك |
Belki ilgini çekebilecek bir şeydir diye düşündüm. Elimden geleni yapıyorum. | Open Subtitles | سيثير اهتمامك الاطلاع على الأمر |
Zehirleyerek uyutma da çok fazla soru sorulmasına sebep olur. | Open Subtitles | وتسريب سم إليه سيثير عدة أسئلة |
Bunu söylersen çok garip görünecek. | Open Subtitles | سيثير استغرابكِ إذا تفوّهت به |