size bir beysbol oyuncusu olmanın yolunun bazı konularda anlayışlı olmaktan geçtiğini söyler. | Open Subtitles | سيخبرك أن أساس أي لاعب كبير في كرة القاعدة يبدأ باستيعاب بعض الأبجديات |
Bu haberi size verdiğim için gerçekten üzgünüm fakat kızınız ölmüş. | Open Subtitles | أنا آسف حقا لأكون من سيخبرك بذلك ولكن إبنتك قد ماتت |
Eğer Google'a izin verirseniz, size arama geçmişinizi söyleyecek. | TED | اذا سمحت لقوقل بها، سيخبرك بتاريخ بحثك. |
Bazıları sizlere savaşın elde olmasa da insani olduğunu söyleyecektir. | TED | سيخبرك أحدهم أن الحرب بفعل الإنسان دوماً. |
Evet, sor Yüzbaşı'ya! Hakkında bilmek istediğin herşeyi anlatır sana! | Open Subtitles | نعم، اطلب من الكابتن سيخبرك بكلّ شيء تريد معرفته |
İlk bahis değişebilir. Evet evet her mekan bunu sana söyler. | Open Subtitles | خارج من دورة الخروج نعم، نعم، أي شخص سيخبرك بذلك |
Bu trajik, ama o birini öldürdü. Kardeşin sana ne yaptığımı anlatacak. | Open Subtitles | هذا مُحزن ، ولكنة اخذ حياة شخص آخر أخوك سيخبرك تماماً مثلما أخبرتك |
Eğer kafatasının koruması kalkarsa bu sana nerede bulacağını gösterecek. | Open Subtitles | ما هذا ؟ إذا كانت الجمجمة غير محمية هذا سيخبرك أين تجدها |
Burada olsa, bunun düşünmen gereken son şey olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لوكان هنا، سيخبرك بأنّ هذا آخر شيء عليك التفكير فيه |
Orada Tanrı'nın size doğru yolu göstereceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد، أن هناك سيخبرك إلله ما سيكون صوابا ً |
Ve kime isterseniz sorabilirsiniz, size onu incitemeyeceğimi söylerler. | Open Subtitles | أنا أحببت ريكس وأي واحد يعرفني سيخبرك ذلك وأنا كنت عاجزه عن إيذائه |
Bir adama kötü bir sistemi olduğunu söylerseniz, ...size hareket algılayıcılarının nerede olduğunu hemen anlatır. | Open Subtitles | إتهم رجلا يمتلك أقفالا سيئة وقبل أن تعرف ذلك سيخبرك أين تقع حساساته الحركية حقا. |
Evet, sor Yüzbaşına. Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyecek. | Open Subtitles | نعم، اطلب من الكابتن سيخبرك بكلّ شيء تريد معرفته |
Şimdi nineni ara. Baban her şeyin iyi olacağını söyleyecek. | Open Subtitles | الآن اتصل بجدتك في المستشفى، سيخبرك أبوك بأن كل شيء بخير. |
Epigenetikçiler ise yoksul insanların kötü veya fakirleşmiş ortamlarda olmasının bu fenotipi, yani bu özelliği oluşturduğunu söyleyecektir. | TED | سيخبرك علماء التخلّق المتعاقب أن الفقراء يعيشون في بيئةٍ سيّئة أو بيئةٍ فقيرة تخلق ذلك النمط الظاهري وتلك الصفة. |
Cinayet masasından bir polise sorsan, bunun her zaman olduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | اى ضابط فى قسم التحقيق فى جرائم القتل سيخبرك ان هذه الاشياء تحدث دائما |
Bu arada, yine de neler olduğunu öğrenmek istersen o zaman Siddhart´a sor, o sana anlatır. | Open Subtitles | بالمناسبة , إذا اردت معرفة ما حدث معك سيهدارت .سيخبرك بكل شئ |
Kimden bahsediyorsan, eminim hazır olduğunda sana söyler. | Open Subtitles | بالتأكيد أن من تتكلمين عنه أياً كان سيخبرك عندما يصبح مستعداً لذلك |
Kapkaranlık bir delikte. Bu trajik, ama o birini öldürdü. Kardeşin sana ne yaptığımı anlatacak. | Open Subtitles | هذا مُحزن ، ولكنه اخذ حياه شخص اخر اخوك سيخبرك تماما مثلما اخبرتك |
sevgili asistanım size burada ne yapacağınızı gösterecek. | Open Subtitles | مساعدى اللطيف هنا سيخبرك ما يجب عليك فعله |
- Eğer komplikasyon olsaydı biri sana söylerdi. - Haklısın. | Open Subtitles | لكان سيخبرك أحد لو أن هناك تعقيدات - صحيح - |
Ne söylemen gerektiğini bile söyler sana. | Open Subtitles | هو أيضاً سيخبرك بما يتوجب عليكِ قوله |
45 dakika buzda tut, daha sonra kemiği yerine oturt-- doktorun sana söyleyeceği de bu olacaktır, yani onlardan birini görmene gerek yok. | Open Subtitles | فقط ضع عليهما ثلج لمدة 45 دقيقة ثم ضع جبيرة هذا ما سيخبرك به الأطباء لذا فلا تحتاج لزيارة أحدهم |
Öldürdüyse bile sana söyleyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | وهل تحسب أنه سيخبرك إن كان فعل ذلك؟ |