Oh, demek kaçtı. Onu bağlamanıza yardım edelim mi bayan? | Open Subtitles | لقد هرب هل نساعدكِ فى تقييده , يا سيدتى ؟ |
Hiçbir şey anlayamadım bayan. Biraz daha yavaş konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إننى لم أفهم ذلك يا سيدتى يجب أن تتحدثى ببطئ |
bayan, üzgünüm ama mesleğim gereği bu olasılığı göz önünde bulundurmalıyım. | Open Subtitles | سيدتى ، انا اسفه لكن بشكل محترف هناك امكانيه لحدوث هذا |
Sorgu yargıcının tahkikat yapacağı doğru mu, hanımefendi? Evet, Frith. | Open Subtitles | يبدو أن هناك تحقيقاً آخر أليس كذلك يا سيدتى ؟ |
Sorgu yargıcının tahkikat yapacağı doğru mu, hanımefendi? Evet, Frith. | Open Subtitles | يبدو أن هناك تحقيقاً آخر أليس كذلك يا سيدتى ؟ |
Hayır, önemli değil, madam. Onu kendi istedi, kendi buldu. | Open Subtitles | لا عليك يا سيدتى, لقد طلب هذا وقد حصل عليه |
Akşam yemeği 15 dakika içinde hazır olacak, efendim. Teşekkür ederim, Leakin. | Open Subtitles | العشاء سيكون جاهزا فى خلال 15 دقيقة يا سيدتى شكرا يا ليكن |
Geç kalmadı Leydim. Ancak günbatımında burada olur. | Open Subtitles | انه لم يتأخر سيدتى كان ينبغى ان يكون هنا مع غروب الشمس |
Genç bayan, git ellerini yıka ve buraya geri dön. Yemek neredeyse hazır. | Open Subtitles | سيدتى الصغيرة, انك سوف تغسلين يديك ثم تعودين للأسفل ان العشاء تقريباً جاهز |
bayan, Aslanağzı oyunu sırasında odadan çıkan birini gördünüz mü? | Open Subtitles | سيدتى ,الم ترين احدا يغادر الغرفة خلال لعبة التنين ؟ |
bayan, yine de o adamın o çocuk olmasına imkan yok. | Open Subtitles | سيدتى ، لا يمكن أن يكون هذا الرجل هو ذلك الطفل |
bayan, üzgünüm. Sıkıntınızı anlıyorum ama bu inandırıcı bir tehdit değil. | Open Subtitles | سيدتى انا اسف انا اتفهم احباطك لكن هذا ليس تهديد دى |
Affedersiniz bayan. Ama o oturduğunuz yer benim. | Open Subtitles | اعتذر يا سيدتى لكن هذا المكان حيث تجلسين خاصتى |
O kadar hızlı konuşmayın bayan. Sadece öğrenmek istiyoruz. | Open Subtitles | ليس بهذة السرعة يا سيدتى نريد أن نعرف فحسب |
Bakın hanımefendi her ayçiçeği, her ağaç, her tahıl tarlası, İtalyan, Rus, Alman askerlerinin cesetlerini örtüyor, Rus köylülerinin, Rus kadınlarının yaşlılarının, çocuklarının cesetlerini de. | Open Subtitles | أنظرى يا سيدتى كل زهرة عباد شمس ، كل شجرة كل حبة فى الحقل تخفى أجساداً لجنود إيطاليين و روسيين و ألمان و أيضاً أجساداً |
Bakan Porter hanımefendi, neden benim logom Marc'ınkinden daha küçük? | Open Subtitles | سيدتى سكرتيره البحريه بورتر لماذا شعارى أصغر من شعار مارك؟ |
hanımefendi, sizin yerinize ben yapayım. İşte, bırakın yardım edeyim. | Open Subtitles | سيدتى ، دعينى أفعل ذلك لكٍ هُنا ، دعينى أساعدك |
Çizgiyi aştın madam işte daha fazla para kazanmak için. | Open Subtitles | لقد اجتزتى الخط ، سيدتى كى تكسبى المزيد من المال |
- En azından işin köküne inene kadar. - Oteli arayayım mı madam? | Open Subtitles | حتى نستطيع أن نحصل على الحقيقة الكاملة هل أتصل بالفندق يا سيدتى ؟ |
Bir fiyat duymalıyım ya da bir işaret görmeliyim efendim. | Open Subtitles | أنا حقاً يَجِبُ أَنْ أَسْمعَ رقم أَو أرى مجازفة، سيدتى |
Leydim, acınızı paylaşmakla onurlanmayı kim istemez ki? | Open Subtitles | سيدتى ، من الذى لا يفتخر بارتداء الوانك ؟ |
Sayın Hakim, biz cinayetin orada işlenmiş olduğunu kabul ediyoruz. | Open Subtitles | سيدتى القاضية نحنُ نومن بأن هناكَ جريمة قد حدثت بالفعل |
Paris'teki yeşil, keskin ve hoş gözler, Hanımım, kartalda bile yoktur. | Open Subtitles | حتى النسر يا سيدتى ليس أخضر اللون هكذا سريع ، عينه عادلة مثل باريس ان قلبى يتسلط على |
Ve aksine kanıt olmadıkça, suçsuz olduğunuz kabul edilecek, Bakan hanım. | Open Subtitles | وحتى ظهور أدله تثبت العكس فستحصلين على فائده الشك سيدتى السكرتيره |
Askeri kuralları ve terimleri kurtçuğa öğretmek için gönüllüyüm, komutanım. | Open Subtitles | سيدتى, أنا المجنده المتطوعه لتعليم هذه الحقيره القواعد والمصطلحات العسكريه |