Cesar aynaya bak ve yüzünün düzgün olup olmadığını söyle! | Open Subtitles | سيزر... أنظر للمرآة وقل لي إن كنت ترى نفسك مشوّها |
Cesar'ın kafasından ne geçtiğini bile biliyorlar. Hem de aynı saniyede. | Open Subtitles | إنّهم حتّى يعلمون ما يجري في عقل سيزر الآن مباشرة بعد أن يفكّر به |
Cesar şirketin yeni bir önerisi var. 1997'de yüzünü yenilemekti. | Open Subtitles | سيزر ، يمكننا أن نوفّر لك إمكانية اخرى في سنة 1997 كان من المستحيل إعادة بناء وجهك |
Karşınızda sunucunuz Caesar Flickerman! | Open Subtitles | سيداتي و سادتي, خبير الأحداث سيزر فليكرمان |
Harf karıştırma ve Caesar kaydırmasını eledim. | Open Subtitles | لقد قمت بإستبعاد بعض الإحتمالات كالتبديل و تحويلات سيزر |
Hayır ama biraz Wheeler cazibesiyle ve beleş Sezar salatasıyla olabilir dedim. | Open Subtitles | لا, ولكن القليل من سحر ويلر و سلطة سيزر مجانية ربما تفعل |
O çok dikkatliydi, mesela iki atkuyruğu olan küçük bir kızı kullanırken. Çünkü motorcuların en çok onunla empati kurabileceğini düşündü. İnsan hakları lideri Cesar Chavez'in silüetini babanın başını yaratırken kullandı. | TED | وكان حريصًا للغاية في تفكيره لاستخدام فتاة صغيرة ذات جديلة شعر مثلًا، لأنه اعتقد أن السائقين قد يتعاطفون واستخدم ظل قائد الحقوق المدنية سيزر شافيز لرسم رأس الوالد. |
Bakalım. Cesar, neden burada olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | فالنر يا سيزر أتعلم لم انت هنا؟ |
- Cesar inanmıyor olabilirsin ama seni önemsiyorum. | Open Subtitles | سيزر, قد لا تصدّق هذا لكنّي أهتم لأمرك |
Bak Cesar, bu davaya kendimi adadım. | Open Subtitles | سيزر, لقد أهلكت نفسي من أجل هذه القضيّة |
Lanet olsun Cesar, güven bana! Sana bu rüya değil diyorum. | Open Subtitles | تبا يا سيزر ثق بي ، هذا ليس حلم |
Öyleyim ama sende benim Cesar Chavez'ime Eva Peron gibisin. | Open Subtitles | هذا صحيح (لأنكِ (إيفا بيرون) إن كنت أنا (سيزر شافيز |
5113 Cesar Chavez Sokağı. | Open Subtitles | في الرخصة "٥١١٣" "جادةِ سيزر شافيز" |
- Hadi, Caesar. Buradan çıkıyoruz. - Ateş etmeyeyim. | Open Subtitles | هيا يا "سيزر" لا بد ان نخرج من هنا - لا تجعلني اطلق النار عليك - |
- Yalancı! - Caesar, buradan çıkalım dedim sana. | Open Subtitles | كاذب - سيزر" قلت لك لابد ان نخرج من هنا" - |
Caesar Mafya ha? | Open Subtitles | اذن سيزر من المافيا .. اليس كذلك ؟ |
Tiberius Julius Caesar'a, yani Augustus'a sunulsun. | Open Subtitles | الإمبراطور "تايبيريوس جوليوس سيزر أوجست" |
Hanımefendi küçük boy Sezar Salatası alacak çünkü şişmanlamasını istemiyorum. | Open Subtitles | هي ستأخذ سلطة سيزر صغيرة لأني لا أريدها أن تصبح سمينة |
eğer Sezar battaniyeyle bizden güneşi saklayabilirse veya ayı cebine koyarsa, ışık için vergi verebiliriz. | Open Subtitles | سيزر ، يمكنه أن يخبأ الشمس ببطانية لكن القمر هو بطانيته سوف نقوم بهذا في وجه الضوء |
Sana bir sorum var, Ceaser. Sana da gül kokuyormuşum gibi mi geliyor? | Open Subtitles | ولدي سؤال من اجلك سيزر, هل تبدوا رائحتي مثل رائحة الورود؟ |
Şeyden sonra Chicago'daki Sears ya da John Hancock binasından. | Open Subtitles | بعد مبنى سيزر في شيكاغو أو مبنى جون هانكوك ، هذا لا يهم |
Caesars'da bir mağazadan kürk alacağım. | Open Subtitles | أريد شراء أحد هذه المعاطف الفرو القصيرة, انها فى محلات ديزاينر فى شارع سيزر |
Vegas'taydı. Ceasar's Palace'ta. | Open Subtitles | كان في فيجاس، فندق سيزر بالاس |
"Cesare oradaki adama dikkat etmenizi istiyor,tamam mı?" Neden? | Open Subtitles | سيزر), يقول عليكما ان تكونا حذرين من ذلك) الرجل الذيّ معك |
Bırak bu hikayeyi yazayım da, Cyrez'i gazetede rezil edeyim. | Open Subtitles | دعيني أكتب هذه المقالة وسأفضح أمر شركة سيزر في أول صفحة |
César, bana bayan diye hitap etmezsen sevinirim. Tuhaf oluyor. | Open Subtitles | سيزر) ,لا تنادينى بسيدة) هذا يشعرنى بالغُربة |