Onu beslerseniz sıkılacaktır ve oyunu bitirecektir. | Open Subtitles | اذا غذيته سيسأم ذلك وتنتهي اللعبة أبقه جائعاً |
Eninde sonunda bu toplantılardan sıkılacaktır. | Open Subtitles | حسناً، من المحتمل انه سيسأم من هذه الاجتماعات قريباً |
Bu durumda, kısa süre içinde ondan sıkılacaktır. | Open Subtitles | حينها، سيسأم قريباً منها |
Ve benden sıkılacak, çünkü genelde tüm erkekler sıkıIır. | Open Subtitles | . و هو فقط سيسأم معى , لان , تقريباً , كل الأولاد يفعلون ذلك . . |
Benden sıkılacak. | Open Subtitles | سيسأم مني |
Çince ona kadar saymayı öğrenecek sonra sıkılıp, yeni rüyası olan arı yetiştiriciliğine geçecek. | Open Subtitles | ثمّ سيسأم وينتقل إلى حلمه الجديد ليصبح مربي نحّل. |
Kendi halinde bırak. Elbet sıkılacaktır. | Open Subtitles | أتركه على راحته سيسأم |
Sanırım sonunda bundan sıkılıp kendini gösterecek | Open Subtitles | أظن أنه سيسأم و يظهر في النهايه |