Çünkü bir wiccaning olacaksa gitmiyor l Bu, iyi gidecek ama davet edildi kim olduğu önemli değil görebilirsiniz. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أن هذا سيسير على مايرام ، لكن لا يهم من دُعي لأنه لن يكون هناك ويكا |
Haydi, Marion. Endişelenme. Her şey yolunda gidecek. | Open Subtitles | هيا يا ماريون لا تقلقي، سيسير كل شئ على ما يرام |
Şimdi, burada yetki bende ve nasıl olacağını sizlere söylüyorum. | Open Subtitles | هذه ليست لعبه الآن, أنا المسئول هنا وأنا الذى يقول كيف سيسير الأمر |
Bu şekilde olacağını bilemezdin. | Open Subtitles | لم يكن من الممكن أن نكون على علم أن الأمر سيسير في هذا الطريق |
Her şey yoluna girecek. Sadece bir elektrik yangını, tamam mı? | Open Subtitles | سيسير كل شيء على ما يرام إنها نار كهربائية، أليس كذلك؟ |
Hazır lise demişken, bu iş nasıl yürüyecek? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا ، كيف سيسير هذا الأمر ، على أية حال ؟ |
Bekleyelim ve görelim bakalım, ben bedava kucak dansı verene kadar buluşmamız nasıl gidecek. | Open Subtitles | لننتظر و نرى كيف سيسير الموعد قبل أن أبدأ بتقديم رقصات حضن مجانية |
Her şey yolunda gidecek, söz veriyorum, ve sen daha bilemeden ben dönmüş olacağım. | Open Subtitles | أعدك أن كل شيء سيسير على ما يرام, وسوف أعود قبل أن تعرفي. |
Henüz işin içinde değilim, yarınki toplantı nasıl gidecek görmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أنضم بشكل رسمي بعد أردت رؤية كيف سيسير اجتماع الغد |
En nihayetinde her birimizin çocuğu kendi yoluna gidecek ve bu süreç miras edindikleri genler ile, yaşamları boyu edinecekleri tecrübe ile, bizlerle -aileleriyle- ilişkisinden etkileniyor. | TED | في النهاية، كل طفل من أطفالنا سيسير في دربه الخاص، وذلك يتحدد جُزئيا بالجينات التي يرثونها وبالطبع جميع الخبرات التي يكتسبونها خلال حياتهم، بما في ذلك تفاعلهم معنا، والديهم. |
Tanrı'nın lütufla, her şey rahatça gidecek. | Open Subtitles | إن شاء الله كلّ شيء سيسير بسهولة وبيسر |
Ama bu şekilde olacağını bilmiyordum, anne. | Open Subtitles | لكنّي لك أكن أعلم أن الأمر سيسير هكذا يا أمي |
Bu şekilde olacağını bilemezdik. | Open Subtitles | لم نكن لنعرف أن الأمر سيسير هكذا. |
Sana bu işin nasıl olacağını söyleyeyim. | Open Subtitles | حسناً، دعني أخبرك كيف سيسير هذا |
Sakin olmaya çalış. Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | حاولي أن تحافظي على هدوئك سيسير الأمر على ما يرام |
Her şey güzel. Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | نعم،الوضع جيد جدا كل شيء سيسير على ما يرام |
Baban ışığı gördü. Ve doğru yola girecek. | Open Subtitles | والدك رأى الضوء سيسير فى طريق مستقيم |
Neden seninle bu yolu yürüyecek bir adamı incitiyorsun? | Open Subtitles | لماذا أذيت الشخص الوحيد الذي سيسير في هذا الطريق معك؟ |
Senden hoşlandım adamım, ama olay bu şekilde yürüyecek. | Open Subtitles | تعجبني يا رجل, لكن هكذا سيسير الامر |
Demek istediğim, ben bir yörünge aracında tek başımayken onun Nate ile ayda yürüyecek olmasını fena halde kıskanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أغار لأنه سيسير "على القمر مع "نيت بينما أبقى بمفردي في المدار |
Gangster babalı bebeğe nasıl babalık edeceğini hayal ediyorum. | Open Subtitles | و أنا أريد أن أعرف كيف سيسير الأمر مع الأب رجل العصابات |
Ama sahaya çıkıp işe koyulana kadar işlerin nasıl yürüyeceğini tam olarak bilemezsin. | Open Subtitles | و لكنك لا يمكن أن تعرف كيف سيسير الأمر حتي تنتهي من فعله هنا في الميدان |
Yarın müşteriler gelince, her şey planlandığı gibi olacak. | Open Subtitles | عندما تأتي الزبائن غدا سيسير كل شيء حسب الخطة |