ويكيبيديا

    "سيعتني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bakacak
        
    • ilgilenecek
        
    • göz kulak olacak
        
    • bakar
        
    • ilgilenir
        
    • bakacaktır
        
    • bakacağını
        
    • ilgileneceğine
        
    • koruyacak
        
    • göz kulak olur
        
    • ilgilenecektir
        
    • halleder
        
    • bakacaktı
        
    • bakacağına
        
    • ilgilenecekti
        
    Ben öleceğim. Öleceğim. Çocuklarıma kim bakacak. Open Subtitles سوف أموت سوف أموت قريباً, من سيعتني بطفلاي؟
    Sen ve annen, et için çapulculuğa çıktığınızda, ona kim bakacak? Open Subtitles لكن من سيعتني به عنما تخرجين أنتِ و أمكِ للغزو على اللحم؟
    - Biri sizinle ilgilenecek. - Bunu şahsen sağlayacaksın, değil mi? Open Subtitles أحداَ ما سيعتني بك ستتأكدين من ذلك شخصياَ،أليس كذلك؟
    Babacık bu işle ilgilenecek. Bana karşı yeniden iyi olacak mısın? Open Subtitles أبي سيعتني بهذا العمل أنت ستكونين لطيفه معي ثانية؟
    Ama üzülme, zira seni seven bir ağabeyin var ve sana her zaman göz kulak olacak. Open Subtitles لكن لا تقلقي ، فلديك أخ كبير يحبك ودائماً سيعتني بك
    Karım çalışmak zorunda kalırsa, çocuklara kim bakar? Masaya kim yemek koyar? Open Subtitles لو اضطرت زوجتي للعمل من سيعتني بالأطفال؟
    Quasimodo, onunla ilgilenir. Open Subtitles كوازيمودو سيعتني بها
    Beş yıldır birlikteydik. Şimdi üçüzlere kim bakacak? Open Subtitles قضينا معاً 5 أعوام، من سيعتني الآن بالتوائم الـ3؟
    Biz hislerimiz hakkında konuşurken o da çocuğa bakacak. Open Subtitles لا يا حبيبتي هو سيعتني بالطفل بينما نتجاذب اطراف الحديث حول.. ,كما تعلمين..
    Kentten ayrıldıkları için hayvanlara bakacak kimse kalmıyor. Open Subtitles لأنهم سيرحلون وليس هناك من أحد سيعتني بها
    Sen savaşmaya gittiğinde, kim kalıp onlara bakacak? Open Subtitles لأنه من سيعتني بهما هناك عندما تسافرين لخوض معارك حقيقية؟
    Burada sana bakacak kimse yok ne ilaçlarını ne de yemeklerini zamanında yiyebiliyorsun. Open Subtitles من سيعتني بك هنا؟ إنَّك لا تأكل الطعام أو تتناول أدويتك في الميعاد المحدَّد و لا تستمع لأحد
    Odette. Odette onları buradan çıkarana kadar ilgilenecek. Open Subtitles اوديت, اوديت سيعتني بهم حتى نستطيع إخراجهم من هنا
    Buradaki hoş adam seninle ilgilenecek ve konuşmayı gerçekten çok sever, Open Subtitles هذا الرجل اللطيف سيعتني بك وهو يحب حقا أن يتكلم
    İstediğin zaman seni memnuniyetle New York'a götürür,bu işlerin... gerçekte ne kadar karışık ve etkileyici olduğunu gösteririrm, barmen çocuk ama olur da gidersek, barla kim ilgilenecek? Open Subtitles سأكون سعيدة بأخذك لنيويورك بأي وقت و جعلك تشاهد كيف اواجه التعقيدات لكن من سيعتني بالبار عندها، أيها الساقي؟
    Kime ait bilmiyorum ama batiya dogru gidiyor. O yüzden de bundan sonrasiyla Kitsap County serifi ilgilenecek. Open Subtitles لكن يبدو أن صاحبها توجّه للشرق لذلك سيعتني شريف مقاطعة كيتسو بالأمر
    Hoşuna gitsin yada gitmesin onunla ilgilenecek olan benim. Open Subtitles سواء أعجبكِ هذا أم لا و أنا من سيعتني به
    Baban, ben yokken sana göz kulak olacak. Open Subtitles , والدك سيعتني بك جدياً بينما أكون بعيدة
    Gördün mü Randy? Sana Karma bize bakar demiştim. Bedava bira. Open Subtitles أرأيت هذا راندي، أخبرتك أنّ القدر سيعتني بنا، جعة مجانية
    Benim durumumdaki herkes onlarla ilgilenir. Open Subtitles أي رجل في موقفي سيعتني بنفسه
    - Bitmesini istiyor musun? Evet ama kamplarda kaldığımız sürece, Japonlar bize bakacaktır. Open Subtitles إذابقينافي المعسكر, سيعتني بنا اليابانيون.
    Annesi oturdu ve Noor ayaklarını ovdu, mezun olunca ona bakacağını söyledi. TED جلستْ أرضاً وقام نور بتدليك قدميها، قائلاً أنه سيعتني بها حالما يتخرج.
    Lütfen patronumuzun karar vermek için dönmesini bekleyin. Hanginizin bu Çinliyle ilgileneceğine tamam mı? Open Subtitles أرجوكما إنتظرا الزعيم ليرجع ويقرر أي منكما سيعتني بذلك الرجل الصيني
    Bu da, yaptıkları müthiş şeyleri, kendi döllerini koruyacak yeri yok etmeden yapmanın yolunu buldukları anlamına gelir. TED وهذا يعني أن تجد طريقة لتقوم بما تقوم به بدون أن تدمر المكان الذي سيعتني بذريتها.
    Eğer şehir kırsal bölgeye göz kulak olursa, kırsal bölge de şehre göz kulak olur. TED إذا كانت المدينة تعتني بالريف سيعتني الريف بالمدينة
    Eminim keşiş onlarla ilgilenecektir. Open Subtitles . أنا متأكد بأذن الراهب سيعتني بهم
    - Kapıcıyı çağıracağım. - Oh, gerek yok. Hizmetlim halleder. Open Subtitles سأنادي الحمال لاداعي،رجلي سيعتني بهذا
    Ann'e o bakacaktı hani? Open Subtitles و أنا كنت أظنه سيعتني بها
    Burada Jim ve Shirley'i, çiftliklerine kimin bakacağına karar verdikten hemen sonra görüyorsunuz. TED هاهما جيم وشيرلي فقط بعد أن قررا من الذي سيعتني بمزرعتهم.
    Peki Jamnagar'daki işlerle kim ilgilenecekti? Open Subtitles من كان سيعتني بالعمل في جامناجار ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد