Bana gerçekten $20,000'lık yüzüğü $10,000'a verecek. Buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | سيعطيني خاتم قيمته 20 ألف بـ10 ألآف هل تصدق هذا |
Bana kullanabileceğim bir şey verecek, ve ben bir başkası ile sözleşme yapacağım. | TED | الشئ الذي سيعطيني شئ يمكنني إستخدامه، وسأقوم بالتعاقد مع شخص ما. |
Bana çizburgerini o verecek. Nasıl pişmiş istersin? | Open Subtitles | هو الذي سيعطيني الهامبوغر كيف تفضلها , نصف سواء ؟ |
Bütün elbiselerimi çıkarırsam 100 dolar vereceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بانه سيعطيني مائة دولار اذا خلعت كل ملابسي |
Bana eğer filmde bikini giyip otel yatağında zıplarsam... 500 Dolar vereceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيعطيني 500 دولار لوضع بنيكي والقفز على سرير فندقه |
Şimdi onun ortağıydım. Son model Dodge Ram Charger'i bana verecekti. | Open Subtitles | كان يمكنني أن أكون شريكه لقد قال أنه سيعطيني سيارة الدودج الجديدو |
Bay Slate onun taş ocağını yok ettikten sonra bana nasıl bir referans verir ki? | Open Subtitles | ما نوع الصلاحية التي سيعطيني اياها السيد سليت بعد أن دمرت محجره؟ |
Beni danışman olarak işe alacak. - Ayrıca kalacak yerimi de sağlayacak. | Open Subtitles | قال بأنه سيعطيني بعض الأعمال الاستشارية وهو أيضاً يملك مكاناً أستطيع استئجاره |
Onu rahat bırakmam karşılığında bana kardan pay verecek. | Open Subtitles | لذا مقابل أن أتركه يتصرف بحرية سيعطيني نسبة مئوية |
Onu rahat bırakmam karşılığında bana kardan pay verecek. | Open Subtitles | لذا مقابل أن أتركه يتصرف بحرية سيعطيني نسبة مئوية |
İsrailliler yenildiği zaman bana o bilgiyi verecek. | Open Subtitles | سيعطيني المعلومات عندما يتم هزيمة بني إسرائيل |
ona gazete okumam için bana haftada bir dolar verecek. | Open Subtitles | قال بانه سيعطيني دولار يوميا لو قرأت الجريدة له |
Sky ile anlaşmama göre eğer ona birkaç bidon benzin götürürsem bana yeni bisiklet lastikleri verecek. | Open Subtitles | سكاي اخبرني بأنه سيعطيني إطارات جديدة للدراجة إذا ما أحضرت له بضع جالونات من الغاز |
Biletler onun adına olacak. Biletleri ona postalayacaklar, sonra da onları bana verecek. | Open Subtitles | هم سيرسلوهم له بالبريد ثم هو سيعطيني اياهم |
Eğer kazanırsa 50 verecek. | Open Subtitles | هذا الإنجليزي أعطاني 20 دولار و سيعطيني 50 لو فاز |
Profesör Lloyd istersem bana vereceğini söyledi... | Open Subtitles | لقد قال البروفسور لويد إنه سيعطيني إن سألته |
Borsada ciddi kayıplarımın olduğunu bildiğini ve bana bunları telafi etmem için bir şans vereceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه يعلم أنّي تعرضت لبعض الخسائر بسوق الأسهم المالية و إنه سيعطيني فرصة لتعويض خسائري |
Koç, ilk sömestr kendi yöntemimle ödemem gerektiğini ondan sonra bana bir burs vereceğini söyledi. | Open Subtitles | المدرب قال أحتاج لأدفع طريقي للفصل الأول وبعد ذلك سيعطيني منحة دراسية. |
Sahibi olduğu son model siyah Mercedes'i getirip restoranın önünde park etti ve şayet programında şarkı söylersem arabayı bana vereceğini söyledi. | Open Subtitles | لديه سيارة مارسيدس سوداء أحدث طراز يركنها امام الفندق وأخبرني أنه سيعطيني إياها إذا غنيت في برنامجه |
Okuldaki müzikalde bana başrol verecekti. - "Oliver!" | Open Subtitles | كان سيعطيني الدور الرئيسي في مسرحية المدرسة الموسيقية |
Beni öyle kötü durumda görmek istiyorsa, ...bu da bana istediğim kozu verir. | Open Subtitles | ،إذا كان سيفعل المستحيل ليحصل عليّ فهذا سيعطيني النفوذ لأفعل ما أريده |
Avcıyla başa çıkmamı sağlayacak şeyi ver yeter ki. | Open Subtitles | لو كان سيعطيني ما أحتاج إليه لأتولي أمر المبيدة |
Çünkü diş çürüğüm yok ve muayeneden sonra diş fırçası veriyor. | Open Subtitles | لكن ذلك لانه ليس لدي تجويفات أعلم أنه سيعطيني فرشاة أسنان |
Şimdi söyleyeceklerim bana çok dedikodu puanı kazandıracak. | Open Subtitles | حسناً, إذاً, الذي سأخبركم به الآن سيعطيني نقاط رئيسية في الثرثرة |