Çıkarsa havaya uçacak. Kalırsa Boğulacak. Haydi gidelim buradan. | Open Subtitles | لو غادرها ، ستنفجر ، ولو بقي فيها ، سيغرق هيا نخرج من هنا |
Hava deliğini su altında tutmayı başarabilirlerse, Boğulacak. | Open Subtitles | إن استطاعوا إبقاء مِنخاره تحت الماء، سيغرق |
Eğer tırtıl çabuk davranmazsa ya boğulur ya da çenesi birbirine yapışır. | Open Subtitles | وإذا لم يكن اليسروع سريعا سيغرق مباشرة أو ليجد فكّيه ملتصقان ببعضهما |
batar. Bir hafta falan sürer ama batar. | Open Subtitles | سيغرق , هذا سيستغرق اسبوع او اكثر لكنه سيغرق |
Hızlı Tony! Dünyayı sel basacak diyor! | Open Subtitles | تونى السريع قال ان العالم سيغرق بالفيضان |
değer verdiğimiz her şey, cehennemim dibine batacak " | Open Subtitles | بجانب جميع ما نعرف و نهتم بشأنه سيغرق في الهاوية |
Batmaz mı? | Open Subtitles | ؟ هل سيغرق ؟ ؟ |
Budala boğulacağını sanıyor. | Open Subtitles | إنه يظن انه سيغرق. |
Set kırılacak. Tüm vadi sular altında kalacak! | Open Subtitles | السد سينهار والوادى كله سيغرق بالفيضان |
Eğer çocuğu oradan çıkartamazsak 56 dakika sonra Boğulacak. | Open Subtitles | إذا كنا لا نستطيع إخراجه من هُناك، فإنّه سيغرق خلال 56 دقيقة. |
Birbirlerine alçak sesle "Boğulacak", "Asla başaramayacak" diyorlar. | Open Subtitles | يهمسون لبعضهم البعض بجدية" "سيغرق, لن ينجح بالوصول أبداً |
Boğulacak ve hiç umursamıyor. | Open Subtitles | اٍنه سيغرق ولكنه لا يبالي |
Boğulacak ve hiç umursamıyor. | Open Subtitles | اٍنه سيغرق ولكنه لا يبالي |
Boğulacak! - Hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | سيغرق أشك في ذلك. |
Şimdi, eğer bir leydiye yakışmayacak bir harekette bulunursan o adam boğulur. | Open Subtitles | إن قمتِ بأي شيء ليس من طباع سيدة محترمة هناك سيغرق |
Kafası omuzlarından yukarıda olsun, yoksa boğulur. | Open Subtitles | وابقي راسه على اكتافه ولا فانه سيغرق |
Suyun dolum hızını hesaba katarsak on yaşında ortalama boyutlardaki bir çocuk, bir saat 22 dakika içinde boğulur. | Open Subtitles | -أخذاً في الحسبان إزاحة المياه ووجود صبيّ مُتوسط الحجم في العاشرة، فإنّه سيغرق خلال ساعة و22 دقيقة. |
batar. Bir hafta falan sürer ama batar. | Open Subtitles | سيغرق , هذا سيستغرق اسبوع او اكثر لكنه سيغرق |
Ama sakın küvete sokma, batar çünkü. | Open Subtitles | ولكن لا تدعه في الحمام لأنه سيغرق في البالوعة |
Sahil şeritlerindeki şehirlerimizi sel altında bırakacak çevreyi yıkıma uğratacak ve beslenme imkanımızı yok edecek bir iklim bu. | Open Subtitles | طقس سيغرق مدننا الساحلية و يعيث فساداً في البيئة و قابليتنا على إطعام أنفسنا. |
Şehri sel götürecek. | Open Subtitles | والذى سيغرق المدينة من خلال الأنفاق |
Tekne batacak ya da bu adi beni öldürecek. | Open Subtitles | هذا المركب سيغرق أو هذه الطعنة سوف تقتلنيّ. |
batacak mı? | Open Subtitles | فلا يستطيعوا التوقف حتى لو أرادوا. هل سيغرق في الدين؟ |
Batmaz mı? | Open Subtitles | ؟ هل سيغرق ؟ ؟ |
Set kırılacak. Tüm vadi sular altında kalacak! | Open Subtitles | السد سينهار والوادي كله سيغرق بالفيضان |