"سيغضب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kızacak
• kızar
• kızardı
• sinirlenir
• sinirlenecek
• kızacaktır
• küplere binecek
• kızgın
• delirecek
• kızabilir
• kızacağını
• kızdı
• kızdırır
• kızdıracak
• öfkelenecek

Onu rahat bırakın, yoksa kızacak. Onu iyi tanırım, çok çabuk öfkelenir.
لا تمزح معه, سيغضب انا اعرفه, انه يغضب بسرعه

O'nunla tanışmadan gidersen, çok kızacak sana... ve nereye gidersen git peşinden gelecek
إذا غادرتي بدون أن تقابليه ، سيغضب كثيراً وسيتبعك أينما ذهبتِ

Hemen evde olmazsam, babam kızar ve hemen polisi arar.
إذا لم أذهب لمنزلي اليوم، والدي سيغضب وربما يتصل بالشرطة

- Eğer gitmek istediğimi söylersem çok kızar. - Söylemeni kim istedi?
سيغضب اذا طلبت منه الذهاب من قال انك يجب ان تطلب؟

Babam olsa bana çok kızardı.
اذا لم تكون موجود ابي كان سيغضب مما فعلته

Ama uslu durmak zorundasın yoksa sinirlenir ve ikimizi de manastırdan atar.
ولكن عليك أن تبقي هادئة، وإلا سيغضب ويرمي بنا خارجاً نحن الاثنتين

Athena erkeklerin Odysseus'un evini istilasına devam edilmesini istiyordu böylece sinirlenecek ve onları öldürecekti.
أثينا يريد مقدمي الطلب ليتركوا غزو منزل أوديسيوس لأنه سيغضب بما يكفي لقتلهم

Fransa'ya kadar gitmesi gerektiğini görünce çok kızacak.
عندما يرى أنه ذاهب الى فرنسا سيغضب كثيراً

Buraya geldiğimi öğrendiğinde çok kızacak fakat başka ne yapacağımı bilemedim.
سيغضب جداً عندما يكتشف إني جئت إلى هنا ولكني لا أعرف ما افعل

İnan bana, hâlâ bir planın olmadığını öğrenince arkadaşların çok fena kızacak sana.
صدّقني، سيغضب قومك كثيراً عندما يدركون أنّك لا تزال دون مخطّط

Öğrenecek ve eğer senden öğrenmezse çok kızacak.
, سوف يعرف هذا , و لو لم يعرف منك سيغضب حقاً

Evden ayrıldığımı bilse Phillip çok kızar ama sana bir şey göstermek zorundayım.
"فيليب" سيغضب جداً أذا علم أننى غادرت لكن , يجب ان أريك شئ

Babam işi kaçırdığım için bana çok kızar sanmıştım.
لقد ظننت أن والدي سيغضب كثيراً لتغيّبي عن العمل

Lanet ettiğimi bilse bana çok kızardı.
لكان سيغضب لو علم أنني شتمت للتو

Yukarı çıksam bana sinirlenir mi sizce?
هل تعتقدين أنه سيغضب اذا صعدت الى الاعلى؟

"Yoksa baban yine sinirlenecek... "ve sana kemerinin tokasını gösterecek, oğlum."
وإلا سيغضب والدك مجدّدًا ويضربك بإبزيم حزامه

Eğer ona durumu anlatırken böyle "poh" dersen kesinlikle kızacaktır.
بالتأكيد سيغضب إذا قلت حساء بهذه الطريقة

Babam yolumuzun üstüne park ettiğinizi görünce küplere binecek.
ابي سيغضب كثيرا عندما يراكما توقفان سيارتكما في موقف سيلرته

Şimdi bana kızgın değilse bile emlakçısını kovmasını söylediğimde kızgın olacak.
وإذا لم يعد غاضب مني سيغضب عندما أطلب منه أن يطرد وكيله العقاري

Bunu yakalamamız lazım yoksa delirecek!
الأفضل أن يمسك هذا الحيوان وإلا سيغضب كثيراً!

Bir şeyi değiştirmeyecek, ...ama bunun ne olduğunu bilmezsem kızabilir.
لن يقوم بتغيير أي شيء، لكنه سيغضب إن لم أعلم ما المكتوب.

Bizi kapıda tuttuğunu öğrendiği zaman Mic'in nasıl kızacağını biliyor musun? İşin bitti.
هل تعلم كم سيغضب ميك عندما يعلم انك ضايقتنا ؟

Babam bana mı kızdı?
هل سيغضب أبى منى؟

Bu bazı aileleri epey kızdırır, ne dersiniz?
هذا سيغضب مجموعات معينة من العائلات, ألا تعتقد ذلك؟

Ve tabii bir de şüphesiz Declan Harp'ı kızdıracak.
ناهيك عن إنها سيغضب هذا بلا شك ديكلان هارب

Yakında diğer gardiyanlara öfkelenecek ve sonra yeni arkadaşlar aramaya başlayacak.
سيغضب الضباط الآخرين قريباً ومن ثم سيبحث عن أصدقاء