Bu durum onun ortadan kayboluşunu açıklar, polisleri de sakinleştirir. | Open Subtitles | سيفسّر هذا سبب اختفائه وسيسكّن الشرطة |
Neden kayıplarda olduğunu açıklar. Kız onu eve çağırmış. | Open Subtitles | سيفسّر ذلك سبب اختفائه، تدعوه إلى منزلها... |
Kırılgan kemikler. Bu kırıkların şiddetini açıklar. | Open Subtitles | عظام هشة، ذلك سيفسّر شدة الكسور. |
Niçin nöbet geçirdiğini ve sürekli yorgun olduğunu açıklardı. | Open Subtitles | سيفسّر هذا نوبة الاختلاج، وإرهاقها الدائم |
Pıhtılaşma bozukluğu her şeyi açıklardı. Esas soru, hangisi? | Open Subtitles | اضطراب التجلط سيفسّر كلّ شيء السؤال هو، أيّهما؟ |
Bu, kaçak avcının niye hayvanın başını kestiğini de açıklıyor. | Open Subtitles | هذا سيفسّر أيضاً لمَ أخذ . الصيّاد الجائر الرأس كذلك |
Eğer uyuşturucu kullanıyor olsaydım, bu kalp sorunumu açıklayabilir miydi? | Open Subtitles | إن كنتُ تعاطيت المخدرات فهل سيفسّر ذلك مشاكل قلبي؟ |
Bu benim neden evde olmadığımı açıklar. | Open Subtitles | هذا سيفسّر لماذا أنا لست في البيت. |
Alçıdaki farklı el yazılarını da açıklar. | Open Subtitles | -بالضبط . وذلك سيفسّر أيضاً الأسلوبين المختلفين للكتابة على جبيرته. |
Bu, Rus ajanların güvenlik katmanlarını nasıl geçtiğini ve bilgisayarın saklı olduğuna inandığımız odaya nasıl girdiklerini açıklar. | Open Subtitles | و هذا سيفسّر كيف استطاعت العمليات الروسيّة كيف استطاعت تخطّي عدّة قطاعات أمنيّة الى الغرفة التي نعتقد أن الحاسوب كان مخبأ بداخلها |
- Öyle. Bu da bulduğum ve Chili'ye epitelyal hücreleri açıklar. | Open Subtitles | بالفعل، والذي سيفسّر الخلايا الطلائية الغريبة التي وجدتها ولا تطابق (تشيلي). |
Adınız Elvis oldu söyle lütfen. Tahribatın çok açıklar. | Open Subtitles | أقلّه قل لي أن اسمك (إلفيس)، فهذا سيفسّر الكثير. |
Kasap. Bu et baltasını açıklar. | Open Subtitles | -الجزّار"، ذلك سيفسّر فأس اللحم" . |
Daha önce neden görmediğimizi de açıklar. | Open Subtitles | -ذلك سيفسّر لمَ غفلنا عنه من قبل . |
Bu da böcek ilacını açıklar. | Open Subtitles | -ذلك سيفسّر المبيد الحشري . |
Bu, neden Üçüncü Dünya Savaşı çıkartabilecek bir şey yaptığını açıklardı. | Open Subtitles | ذلك سيفسّر لما قام بأمر سيتسبب بإندلاع الحرب العالمية الثالثة. |
Zeki genç bir adamsın. - Bu birçok şeyi açıklardı. | Open Subtitles | أنت شابّ ذكيّ هذا سيفسّر الكثير |
Zeki genç bir adamsın. - Bu birçok şeyi açıklardı. | Open Subtitles | أنت شابّ ذكيّ هذا سيفسّر الكثير |
Bu her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | هذا سيفسّر الكثير. |
- Çoğu şeyi açıklıyor aslında. | Open Subtitles | -هذا سيفسّر الكثير . |
Bu da mektupları açıklıyor. | Open Subtitles | -ذلك سيفسّر الرسائل . |
Kalp sorunu hâlâ devam ediyorduysa,.. ...bu durum kontrolsüz düşüşünü açıklayabilir. | Open Subtitles | وإذا كان مازال يعاني من مرض قلبي، فذلك سيفسّر سقوطه دون أن يحد من شدتها. |
Bu, çoklu kişilik ve halüsinasyonları açıklayabilir. | Open Subtitles | هذا سيفسّر تعدد شخصياتها وهلوساتها. |