Bu verdiğimiz teklif ile, fabrika iflas edene kadar yıllar geçer. | Open Subtitles | بالمعدل الذي نسير به، سيفلس المصنع بعد سنوات |
Bu düşüncesiz yıkım emin ol müzeyi iflas ettirecek, birader. | Open Subtitles | هذا التدمير المستهتر سيفلس المتحف دون شك يا فتى |
Tek istediği, herkes iflas edip mağazasını bilmeden önce tek bir güzel gün daha geçirmekti. | Open Subtitles | كــل مـا أراده هو يوم أخر جيد قبل أن يعرف الجميع أن متجره سيُغلق و أنــه سيفلس |
Bunu, mandıra sahipleri yapmaya kalksa yarısı yarın iflas bayrağını çeker. | Open Subtitles | أعني، دع الطبقة المتدنـّية تفعل ذلك نصفهم سيفلس غداً |
Artık para eden tüm inekleri ortadan kaybolduğuna göre o zavallı ahmak beş parasız kalacak. | Open Subtitles | الآن كل ماشيته اختفت... هذا المسكين سيفلس. |
Hiç çalismadigi için muhtemelen yil sonunda iflas edecek. | Open Subtitles | لا يفعل أي شيء و ربما سيفلس بنهاية السنة |
Çünkü iki haftaya iflas edeceklerini bebekler bile bilir ve ben iflas uzmanı değilim. | Open Subtitles | لأن كل الناس تعرف بأنه سيفلس خلال أسبوعين و أنا لستُ خبيراً بقضايا الإفلاس |
Sonuçta iflas edecek bu projede yapamayacağınız bir şey var mı ki? | Open Subtitles | ،على أية حال .هذا المشروع سيفلس بشكل طبيعي أهُنالك شيء لا تستطيع فعله؟ |
Packard değirmeninin bir yıl içinde iflas edeceğine dair sağlam bilgiler var elimizde. | Open Subtitles | لدينا معلومات موثوقة... بأن مصنع نشارة "باكارد..." سيفلس خلال السنة |
Boşanmadan sonra takım iflas edecek. | Open Subtitles | الفريق سيفلس بسبب الطلاق |
Bu banka iflas edecek. | Open Subtitles | هذا المصرف سيفلس ! |
Colin benim için beş parasız kalacak. | Open Subtitles | كولان سيفلس بسببي. |
Ayrıca Oliver'ın yakında beş parasız kalacak ve sen de işsiz kalacaksın. | Open Subtitles | كما أنّ (أوليفر) سيفلس قريبًا وسيتم تسريحك. |