buluşacağı kişi yüzlerini tanıyorsa fark etmez. | Open Subtitles | و هذا لا يهم إن كان أي من سيقابله يعرف وجوههم |
buluşacağı kişiler, kendilerini korumak için onu öldürdü. | Open Subtitles | أي كان الشخص الذي كان سيقابله قتله ليحمي نفسه |
Michael'ın yakında görüşeceği adam tarafından mahkemeye verilmişti. | Open Subtitles | تم مقاضاته من قبل نفس الرجل الذي سيقابله (مايكل) قريباً |
Müşterimizin yarın yapması gereken bir takım görüşmeleri var ve Billy benden müşterimizin görüşeceği insanlarla ilgili bir tehlike değerlendirmesi yapmamı istedi. | Open Subtitles | ،عميلنا لديه مواعيد كثيرة بالغد و(بيلي) طلب مني أن أقدر المخاطر .مع كل من سيقابله |
Anatoli'nin köstebekle bu gece Cobalt Hotel and Spa'da buluşacağını öğrendik. | Open Subtitles | لدينا معلومة أن أناتولي سيقابله أو يقابلها في فندق كوبالت هذه الليلة |
Doğru, Nathan onunla buluşacağını söylemişti. | Open Subtitles | أجل، لقد قال (ناثان) أنه كان سيقابله. لقد اغتسل للتو، وخرج من هنا. |
Birisi onunla orada buluşacak, çatıda. | Open Subtitles | سيقابله شخصٌ ما هنالك، على السطح |
buluşacağı adam bu evde yaşıyordu. | Open Subtitles | الرجل الّذي كان سيقابله يعيش في هذا المبنى. -عودي للسيارة |
Görünüşe göre Yosik'in buluşacağı adam geldi, ona doğru yürüyor. | Open Subtitles | يبدو أن الرجل الذي سيقابله (يوسكي) قد وصل، إنه يسير باتجاهه |
Bizim adamlardan biriyle buluşacak. | Open Subtitles | سيقابله أحد رجالنا. |
Moskova istasyon şefi onunla Red Arrow'da saat 03.00'da buluşacak. | Open Subtitles | سيقابله رئيس مركز (موسكو), بقطار السهم الأحمر بتمام الثالثة, |