Yahudilerin kralı. Onları Roma karşıtı bir cennete götürecek. | Open Subtitles | ملك اليهود , والذى سيقودهم جميعاً إلى نوعاً من جنة ضد الرومان |
Denizlere dökülen binlerce ırmak mevcut ve somonlar, onları doğdukları yere götürecek belli bir ırmağı bulmak zorundadır. | Open Subtitles | ،هناك آلاف الأنهار تصبّ في البحر وعلى السلمون أن يعثر على النهر المحددّ الذي سيقودهم إلى مسقط رأسهم |
Bu kaynağı benim acil servis hemşirelerime tahsis edelim yoksa iş bırakmalarına ben de liderlik edeceğim. | Open Subtitles | خصص ذلك المال لعيادة الطوارء ليس فقط سيغادرون المكان انا من سيقودهم |
Ben liderlik edeceğim onlara. | Open Subtitles | أنا من سيقودهم وليس أنت! |
Görelim, bu onları nereye götürecek. | TED | لنترَقَب إلي أين سيقودهم ذلك. |
Öyleyse, sen onları yönetecek en uygun adamsın. | Open Subtitles | حسنًا, إذن أنت فقط الرّجل الذي سيقودهم . |
SD-6'ya bunu vereceksin bu da onları Sunken Ormanı'nın ortasına götürecek. | Open Subtitles | أعط SD-6 هذه الخريطة، الذي سيقودهم إلى المنتصف الغابة الغارقة. |
Kan izi arayacaklar ve bulduklarında bu onları bu mektuba götürecek. | Open Subtitles | "سيبحثون عن الدم وسيجدونه، ممّا سيقودهم إلى هذه الرسالة." |
Çinliler kendilerini Çin'e götürecek yolu temizlemek için savaşmak zorundaydılar. | Open Subtitles | الصينيين كان عليهم أن يقاتلوا ليطهروا الطريق (الـذى سيقودهم فـى النهايـه للعـوده إلى (الصيـن |
Onları gerçek özgürlüğe götürecek kişi. | Open Subtitles | المنتظر والذي سيقودهم للحرية |
bu onları dakikalar içinde buraya getirecektir. | Open Subtitles | هذا سيقودهم الى هنا فى دقيقة واحدة |
Fakat bu onları doğruca sana getirir ! | Open Subtitles | لكنّه سيقودهم مباشرة إليك |
Öyleyse, sen onları yönetecek en uygun adamsın. | Open Subtitles | حسنًا, إذن أنت فقط الرّجل الذي سيقودهم . |