Bence büyük banyo daha çok ilgisini çeker. | Open Subtitles | أظنه سيكون أكثر إهتماماً بالحمام الرئيسي |
Ama onlar bunu bir önceki sefere göre daha çok acı vereceğini söylediler.. | Open Subtitles | ولكن قالوا لي أنّ هذا سيكون أكثر إيلاماً من آخر مرة |
Susturulduğunu yaymaya başlayınca, daha çok sempati toplar. | Open Subtitles | لأنه سيكون أكثر عاطفة عندما تخرج الكلمة من رجل صامت |
İkimiz de biliyoruz ki, bundan biraz daha fazlası olacak. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن الأمر سيكون أكثر قليلاً من ذلك |
Senden iyilik isteyeceğim gün gelip çattığı zaman yarım bir sandviçten çok daha fazlası olacak. | Open Subtitles | و عندما يحلّ اليوم الذي أقدّم فيه طلبي، سيكون أكثر مِن مجرّد نصف شطيرة. |
Onun beni burada ziyaret etmesi, çok daha uygun olacaktı. | Open Subtitles | علـى أي حال ، سيكون أكثر ملائمة أن تزورني هنا |
Eğer kemiklere ateş ederseniz bu taktik daha çok işe yarar. | Open Subtitles | تلك الأسلوب سيكون أكثر فاعلية إذا أطلقته خلال العظم |
Çipe senden daha çok ilgi gösterdi. | Open Subtitles | أنه سيكون أكثر إهتماما في الرقاقة الدقيقة أكثر منك |
daha çok istediğim başka bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل أي شيءٍ سيكون أكثر بهجة |
Evet, eğer öyle olsaydım, muhtemelen benim şahsi refahımdan daha çok halkı ilgilendiren bir problem olurdu. | Open Subtitles | نعم, و إذا كنت, وربما سيكون أكثر من قضية العلاقات العامة من أي قلق ل بلدي الرعاية الشخصية. |
Dünya Cha Do Hyun'da Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu olduğunu öğrendiğinde ben mi yoksa Cha Do Hyun mu daha çok acı çekecek? | Open Subtitles | إن عُرف للعالم أن تشا دو هيون لديه شخصيات متعددة هل سأكون تعيساً أم تشا دو هيون ، هذا الأحمق ، سيكون أكثر تعاسة ؟ |
daha çok maalesef ki Bonnie ve Clyde oluruz. | Open Subtitles | سيكون أكثر مثل بوني وكلايد يا للحسرة علينا |
Araştırma iznimin daha çok saçma sapan televizyon programlarıyla ve daha az ölmekle geçeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | تصورتُ إن وقت فراغي سيكون أكثر لحاقاً بركب المسلسلات التلفزيونية التافهة وأقل موتاً |
Restoranları, gece kulübünü ve hediyelik eşya mağazamızı açınca bir müzeden daha fazlası olacak. | Open Subtitles | سيكون أكثر من ذلك عندما يفتتح مطاعم ونوادي ليلية، ومتاجر للهدايا. |
İyi bir intikam hikâyesi anlatmada berbatımdır ama bu bir hikâyeden çok daha fazlası olacak. | Open Subtitles | أنا متلهفٌ لقصة أنتقام جيدة ...لكن هذا هذا سيكون أكثر من ذلك بكثير |
Tüketici pazarlarına yakın üretim yapan yeni model çok daha temiz, çevre için çok daha iyi olacak. | TED | أما النموذج الجديد، الصنع بجوار سوق المستهلك سيكون أكثر نظافة وأفضل بكثير للبيئة |
Ahtur'un cevabı Semadar'dan alması çok daha güvenli olur. | Open Subtitles | سيكون أكثر أمنا أذا أتى هاتور الأجابه من سيمادار نعم سيمادار |
Bu onun yeni kitabı olmalı. Öncekinden iki kat daha karmaşık olacaktı. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون هذا كتابها الجديد كان سيكون أكثر خداعا من كتابها السابق |
Bu durumdan daha medeni olacaktı. | Open Subtitles | سيكون أكثر تحضرا من الأشياء التى فعلتيها. |