Bu senin yaptığın en zor şey olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون الشيء الأصعب ,الذي لم تقم بفعله من قبل |
Bir denerim ama bu sabah onu ikna ettiğim ikinci şey olacak ve şu anki büyük ustalık istiyor çünkü tamamen uyandı. | Open Subtitles | وهل تستطيع ان تطلب منها ذلك ؟ ساحاول ، لكن هذا سيكون الشيء الثاني الذي تحدثت معها منذ الصباح |
Bu meclisi yönetmenle ilgili saçma sapan rüyası bizatihi seni öldürecek şey olacak. | Open Subtitles | حلمه المثير للسخرية لحكمك هذا المجمع سيكون الشيء الذي يقتلك |
Her ne duyuracaklarsa herkesin isteyeceği sıradaki büyük şey olacak. | Open Subtitles | مهما كان الذي سيعلنون عنه سيكون الشيء الكبير الذي يريده الجمع |
Hayır, her yerde aynı şey olacak. | Open Subtitles | لا ، إنه سيكون الشيء . ذاته في كل مكان |
Yapabileceğimiz diğer bir şey, tabi ki diğer pek çok şeyin yanında, bahsedeceğim ve yapıyor olabileceğimiz diğer bir şey, bugün söyleyeceğim tek tartışmaya yol açabilecek şey olacak. | TED | هناك شيئ اخر يجب فعله -- حسنا، هناك مجموعة من الاشياء الاخرى التي يفترض علين فعلها -- لكن هناك شيء واحد يمكننا فعله ساذكره وهذا سيكون الشيء الوحيد مثيرا للجدل قلته اليوم |
Bu en iyi şey olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون الشيء الصحيح |