Develer, Dağlar, Çöldeki kuyular ve nehirler, beni Sina Çölünde dolaşarak geçirdiğim yıla götürdü. | TED | وجود الجمال والجبال والصحراء والآبار والينابيع أخذني إلى السنة التي قضيتها تجولا في صحراء سيناء. |
Daha sonra Sina'da yaşayan bir Sami, bu hiyeroglifi Alef harfine uyarladı. | TED | هذا الحرف الهيروغليفي نسخه سامي من سيناء إلى حرف الألف. |
Ve Musa İsrailoğullarını Kızıl Deniz'den çıkartıp Sina Çölü'ne götürdü. | Open Subtitles | إتجه موسى ببنى إسرائيل من البحر الأحمر إلى داخل البرارى فى سيناء |
Sana on kez karımın kayıtlarını Mount Sinai'ye transfer etmeni söyledim. | Open Subtitles | لقد طلبت منكِ عشر مرات أن تنقلي سجلات زوجتي لجبل سيناء |
Hemen bu akşam Mount Sinai'ye yatmak ister misiniz? | Open Subtitles | تَحْبُّي الذِهاب إلى جبلِ سيناء الآن هذا المساء؟ |
Antik zamanlarda kutsal Sina'nın kutsal tepelerinden bizi koruyup, siper olan kanun geldi. | Open Subtitles | من الجبال المقدسة فى سيناء المقدسة في أيام العصور القديمة البعيدة جاء فى القانون الذى كان حصناً منيعاً لدينا ودرع لنا |
Sina çölüne gübre olacak kadar pislik sallıyor. | Open Subtitles | ان يجر شاحنة قطار محمل بالتراهات خلفه تكفى لتخصيب ارض سيناء كلها |
Musa'nın Sina'da 3500 yıl önce başlattığı hikâyeyi sona erdirebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا انهاءها هنا القصة التي بدأت بموسى في سيناء قبل 3500 سنة مضت |
Tanrıyla bu bağı kurduğumuz Sina dağında, | Open Subtitles | :فى طور سيناء حيث قطعنا هذا العهد مع الله |
Kuzeyde Sion Dağlarından, güneyde Sina'ya. | Open Subtitles | من هضبة الجولان في الشمال إلى سيناء في الجنوب. |
Kuzeyde Sion Dağlarından, güneyde Sina'ya kadar. | Open Subtitles | من هضبة الجولان في الشمال إلى سيناء في الجنوب. |
Sadece birkaç bin yıllığına, Sahra, Sina ve Arap çölleri bereketli ve yemyeşil. | Open Subtitles | لعدة آلاف من السنين فقط، الصحراء الكبرى، وصحراء سيناء والصحراء العربية، كانوا روضات غنّاء |
- Daha geçen sene Sina Yarımadası'nın kuzeyinde bazı terör saldırıları oldu. | Open Subtitles | في العام الماضي فقط، موجة من الهجمات الإرهابية اجتاحت مصر شبه جزيرة سيناء الشمالية |
Bu gerçekten neydi? Sonraki izleyişlerimden birinde bu perde aralandı, bunu Sina Çölü'nde yürüyüp Süveyş Kanalı'na ulaştığı sahnede, bir anda anlamıştım. | TED | ولم يتغير ذلك إلى غاية أحد مشاهداتي اللاحقة، حين تم كشف الحجاب وقد كان ذلك في مشهد حيث مشى عبر صحراء سيناء وقد وصل إلى قناة السويس، وفجأة أدركت الأمر. |
Yurttaşlarım ve görünmez dinleyici dostlar, antik zamanlarda kutsal Sina'nın kutsal tepelerinden bizi koruyup ve burada, bu mahkeme salonunda bu mahkeme salonunda... | Open Subtitles | أيها المواطنون والأصدقاء من الجمهور الغائب من التلال المقدسة من سيناء المقدسة في أيام العصور القديمة البعيدة ، جاء القانون |
Sinai'deki Belçika ihtimalini kaybettik. | Open Subtitles | نعرف أننا فقدنا الأسطول البلجيكي في سيناء |
Belçika birliğini Sinai'de kaybettiğimizi biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أننا فقدنا الأسطول البلجيكي في سيناء |
"Ceasers Sinai" gibi bir şey. | Open Subtitles | تعرف، في سيناء القياصرة أو من هذا القبيل. |
Sinai dağı, bir çok Hacı'nın yolunu kesmiştir. | Open Subtitles | حيث كان على وشك أن يواجه جبل النار جبل سيناء الذي تسلقه خطيراً وهو قد أنهى حياة الكثير من السواح |
Ayrıca annemle Mt. Sinai'den aldığımız ikili mezar yerleri var. | Open Subtitles | و انا و امي لدينا قبر من الطراز الاول في جبل سيناء |
Mount Sinai'dekilerin ilgilendikleriyle ilgili bir mektup almıştım. | Open Subtitles | لقد إستلمت خطاب إهتمام من الأشخاص في جبل سيناء |