Bir şey kazanmak için, aynı değerde bir şey sunmalısınız. | Open Subtitles | لكي تحصل على شئ لابد ان تخسر شيئا بنفس القيمه |
Bir şey kazanmak için, aynı değerde başka bir şey sunmalısınız. | Open Subtitles | لكي تحصل على شئ لابد أن تدفع شيئا مساويا في القيمه بالمقابل |
Bir şey kazanmak için, aynı değerde başka bir şey sunmalısınız. | Open Subtitles | لكي تحصل على شئ لابد ان تدفع شيئا بنفس القيمه في المقابل |
Eğer onunla yattıysan bu bilebileceğin bir şey. | Open Subtitles | هذا شئ لابد أن تعرفه، إذا أقمت علاقة معها |
Gitmeden önce, sana anlatmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | ..... قبل أن ترحل هناك شئ لابد أن أخبرك به |
-Albay, bilmeniz gereken bir şey var. -Evet? | Open Subtitles | سيدى العقيد ، لدى شئ لابد أن أطلعك عليه |
Neden bir şey yapman gerektiğine inanıyorsun ki? | Open Subtitles | لم تعتقد ان عليك شئ لابد ان تفعله ؟ |
Bir şey yakalamıştı, değil mi? | Open Subtitles | كان يعمل على شئ , لابد من ذلك ؟ |
Hiçbir şey duyamıyorum. Üvez ağacı külünden olmalı. | Open Subtitles | لا يمكنني سماع أيّ شئ لابد أنّ هذا بفعل الـ"ماونتن آش". |
Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شئ لابد أن أخبرك به |
Sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | : لدى شئ , لابد أن أخبرك اياه |
Bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شئ لابد أن تعرفه |
Anlamanız gereken bir şey var efendim. | Open Subtitles | سيدي ، هناك شئ لابد ان تفهمه |
Bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شئ لابد أن تعرفه |
Winter, seni aramam gerekiyor biliyorum ama bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | ونتر) ، أنا أعلم أنه) لا يجدر بي الأتصال بك لكن هنالك شئ لابد أن تعرفه |
Ama Yusuf, sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لكن، (جوزيف) هناك شئ لابد ان أخبرك به |