ويكيبيديا

    "شابة جميلة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • genç güzel bir
        
    • sevimli bayan
        
    • güzel genç bir
        
    • güzel bir genç
        
    • hoş bir
        
    Genç, güzel bir kadın, nazik bir öğretmenle evlenir eski bir ev alırlar ve evi çocuklarla doldurmak isterler. Open Subtitles يرى هيئة محلفين امرأة شابة جميلة متزوجة من مدرس دمث. يشترون منزل قديم وحلم ملئه مع الأطفال.
    Bilinen evrendeki en büyük suç kafası sende olsaydı... ve genç, güzel bir kızın iç organlarını parçalayıp çıkarsaydın... soluklanmak için nereye giderdin? Open Subtitles قل لى الحقيقة لو كنت انت أكبر عقل اجرامى معروف فى هذا العالم وقد مزقت للتو أحشاء فتاة شابة جميلة
    Cannon Tiyatrosu'nun arkasındaki sokakta güzel,genç bir kadın. Open Subtitles وقالت امرأة شابة جميلة في الزقاق خلف المسرح كانون.
    Umarım bunu söylememde bir sakınca yoktur, ama siz çok güzel genç bir hanımsınız. Open Subtitles آمل ألا تمانعي قولى هذا، لكنكِ شابة جميلة.
    Biran önce serpilip güzel bir genç hanım olduğumu size göstermek istiyorum. Open Subtitles سأكبر و بسرعة و أريك كم اصبحت امرأة شابة جميلة يا سيدي
    Ben de formunu koruyup ... düzenli beslenen güzel bir genç kadın görüyorum. Open Subtitles أنا أرى ... شابة جميلة والتي كانت تأكل بشكل جيد وتحافظ على رشاقتها
    Benim böyle hoş bir sevgilim olsaydı, evden hiç ayrılmazdım, dostum. Open Subtitles إذا كان لدي سيدة شابة جميلة مثل هذه فأنا لن أغادر منزلي أبداً يا رجل
    Büyük babam, "Eğer geceleri uyumak istiyorsan genç, güzel bir kadınla evlenme" derdi. Open Subtitles جَدّي قالَ، "إذا اردت النومِ في الليل... ... لاتُتزوّجْ إمرأة شابة جميلة ."
    Tuvalette ölü bulunan genç güzel bir kız... Open Subtitles فتاة شابة جميلة ميتة على كرسي المرحاض
    Sen genç güzel bir kızsın. Open Subtitles أنتِ شابة جميلة
    Genç, güzel bir kızın kurban edilişine! Open Subtitles التضحية بفتاة شابة جميلة
    Sonra Burma'dan döndüğümde onu güzel genç bir bayan olarak buldum. Open Subtitles ثم, عندما عدت من بورما وجدتها سيدة شابة جميلة
    Bir zamanlar aşk için evlenmiş güzel, genç bir kız varmış. Open Subtitles كان فيما مضى كانت هناك فتاة شابة جميلة التي تزوجت عن حب.
    Büyüyüp güzel bir genç olan kızımla tanıştım. Open Subtitles لتلبية ابنتي باعتباره كبروا، امرأة شابة جميلة.
    Onu barda otururken bulduk Başka güzel bir genç kızla sohbet ederek. Open Subtitles ‫وجدناه في الحانة يدردش ‫مع شابة جميلة أخرى
    Çok hoş bir genç hanım olmuşsun. Open Subtitles لقد ازدهرت في سيدة شابة جميلة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد