Laetitia Kenyalı genç bir bayan ve kendisi 13 yaşında okulu bırakmak zorunda kaldı, çünkü ailesi onun okul masraflarını karşılayamadı. | TED | هي شابة من كينيا كان عليها ترك المدرسة في سن 13 لأن أسرتها عجزت عن دفع مصاريف تعليمها. |
Sizinle Libyalı genç bir kadın olarak konuşuyorum, Libya iç savaşın ortasında olan bir ülke. | TED | أنا أتحدث إليك كامرأه شابة من ليبيا. دولة في وسط أحداث حرب أهلية |
Ekipteki genç bir kız tatil boyunca kazara burada kilitli kalmış. | Open Subtitles | بنت شابة من الموظين حبست بالصدفة هنا في الأجازات |
Epps kendine masumiyet projesinden genç bir avukat bulmuş. | Open Subtitles | لقد حصل على محامية شابة من وجهة نظر بريئة |
genç bir Cheyenne kadını tecavüze uğrar. Sizin eliniz kolunuz bağlı olur. | Open Subtitles | إمراة شابة من الشايان قد اغُتصبت , يداك مقيدتان |
Halktan genç bir kız yada herhangi bir Amerikan kızı kim onun altın oğluna aşık olacak ve ileride kim kral olacak? | Open Subtitles | امراة شابة, من عامة الشعب, امريكية بالكامل تقع في حب الإبن الذهبي والذي يكون ملكاً؟ |
Fırtına dalgaları vururken genç bir bayanı evinden çıkmaya zorlamaya mecbur kaldım. | Open Subtitles | لقد أجبرت لإخراج فتاة شابة من شقتها خلال موجة العاصفة -وهكذا قامت بشكرك ؟ |
genç bir kadın buna katlanamaz. | Open Subtitles | لم تتمكن امرأة شابة من تحملها. |
Partiden genç bir bayan, konuklardan biri, benimleydi. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة شابة من الضيوف معى... |
Sen daha önce hiç genç bir kız görmedin mi? | Open Subtitles | ألم ترى شابة من قبل ؟ |
Viktoria döneminde buraya gelen genç memurlara yöresel avcı kabilesi tarafından genç bir kadın verilirmiş yatağı paylaşması için... böylelikle çabucak lisan öğreniyorlarmış. | Open Subtitles | قديما في الأوقات الفيكتورية الضباط الشباب الذين يأتون هنا يعطون شابة من القبائل المحلية صائدة الرؤوس ... لتشاركهم سريرهم |
Minnesotalı genç bir kadın kısa süre önce Çin'e gitmiş. | Open Subtitles | -امرأة شابة من (مينيسوتا)، سافرت مؤخراً للـ(صين ) |
İsveç'ten filan genç bir kadın getirtemez miyiz? | Open Subtitles | هلا نحضر شابة من السويد؟ |
Celeste rolü, adından başka bir şeyi olmayan genç bir oyuncu için önemli bir şey. | Open Subtitles | دور (سليست) هو بالفعل ذا شئن كبير لممثلة شابة من دون أي رصيد لأسمها |
genç bir kızın nöbet geçirmesini engellemek yerine yapacak daha iyi işleriniz var galiba Dr. Warren. | Open Subtitles | مالم يكن لديك أمر أفضل تفعله من علاج فتاة شابة من نوباتها المتعبة، د(وارين). |
(Gülüşmeler) Doğrusu, tanıdığım Y kuşağından genç bir kıza şöyle söylenmişti: eğer insanların onu ciddiye almasını istiyorsa, sadece Y kuşağı olduğu için, şunu yapması gerekiyordu: vatka kullanmak. | TED | (ضحك) وفي الحقيقة، كنت أعرف شابة من جيل الألفية التي قيل لها أنها إن كانت تريد أن يأخذها الناس بمحمل الجدية، لأنها من جيل الألفية فحسب، يجب أن تقوم بالآتي: ارتداء منصات كتف. |
Locksley'den genç bir kızın boynundaydı. | Open Subtitles | . (حول رقبة فتاة شابة من (لوكسلى |
- Yeni bir üyemiz var. Kenyalı genç bir bayan. | Open Subtitles | (ـ لدينا عضو جديد، سيّدة شابة من (كينا |