ويكيبيديا

    "شاسعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • büyük bir
        
    • engin
        
    • geniş bir
        
    • çok büyük
        
    • muazzam
        
    • genis
        
    • çok geniş
        
    • dev bir
        
    • devasa bir
        
    • uçsuz bucaksız
        
    • kat
        
    • geniş topraklarda
        
    O arazi daha iştahlι birinin olsa... çoğu eyaletten ve bazι ülkelerden daha büyük bir alana hakim olurdu. Open Subtitles لوكانت ارضه بيد رجل آخر لأمتلك اراضي شاسعة في البلدة كان سيسيطر على اراضي وبلدان وولايات ومناطق لاحدود لها
    Ben, senin ışık kadar kolay farkedebileceğin, ama senin giriş yapmış olamadığın çok engin bir ağ'ya bağlıyım. Open Subtitles أنا مُتصلة بشبكة شاسعة. بالنسبة لكِ، حيث لم تدخلينها ربّما تُدركينها كالضوء ببساطة.
    Hakkında çok az istihbaratımızın olduğu geniş bir arazide tek casusumuz olursun. Open Subtitles ستكونى جاسوستنا الوحيدة فى منطقة شاسعة لدينا معلومات قليلة عنها
    Bir gün gelecek, bir mikroskop ordusu çok büyük bir görüntü veri tabanı içindeki her nöronu ve her sinapsı tespit edecek. TED بإنه في يوم ما، أسطول من الميكروسكوبات سيلتقط كل خلية و إشتباك عصبي في قاعدة صور شاسعة المدى.
    Orası muazzam dengesiz bir ülkedir Ve şiddet gelenek haline gelmiştir. Open Subtitles إنها بلاد شاسعة ومضطربة مع تاريخ من العنف
    Bu yogun ciceklenme okyanus yüzeyine yayilir genis alanlari koyu yesile dönüstürür. Open Subtitles هذا الازدهار المذهل يغطي وجه المحيط و في خلال عدة أشهر، تتحول مساحات شاسعة من المحيط إلى اللون الأخضر.
    1936 da Britanya İmparatorluğu hala tüm dünyada çok geniş topraklarda hüküm sürüyordu. Open Subtitles في عام 1936 كانت الإمبراطورية البريطـانية لا تزال تمتد علي مساحات شاسعة من العالم
    Bu dağlar bütün Orta Avrupa ve Asya'yı kaplayacak dev bir çöle yukarıdan bakacaktır. Open Subtitles و ستطل هذه القمم على صحراء شاسعة مغطية كل أوروبا الوسطى و آسيا
    Güzel bir tesisi, devasa bir atriyumu, vale parkı, kendi kendine çalan bir piyanosu, hastalara sürekli eşlik eden danışmanları vardı." TED يوجد فيه مرافق جميلة، وفيه مساحات شاسعة وخدمة صف السيارات وبيانو يعزف بنفسه بواب يأخذك إلى كل مكان.
    Gezeceği bir çok yer olan büyük bir barınak. Open Subtitles محمية كبيرة حيث سيحصل على مساحة شاسعة للركض
    Ortaçağ İslam liderleri için bilimsel bilgi, büyük bir imparatorluğu başarıyla yürütmek için çok önemliydi. Open Subtitles بالنسبة للزعماء المسلمين بالقرون الوسطى، المعرفة العلمية كانت هامّة للغاية لإدارة امبراطورية شاسعة بنجاح
    Bazı uydular kazlın buz tabakası altında hapsolmuş engin okyanuslara sahiptirler. Open Subtitles وأقمار بمحيطاتٍ شاسعة حبيسة تحت جليدٍ سميك
    Arkamdaki, çoğu kutup buzulu gibi, iç kısımlardaki engin bir buz örtüsünden akıyor. Open Subtitles هذه كمعظم أطواف الجليد القطبية، تجري عبر صفيحة جليدٍ شاسعة داخل اليابسة
    Çok geniş bir çayıra yayılan bir kolonide yaşıyor. Open Subtitles فهي تعيش في مستعمرة تمتد عبر مساحة شاسعة في البراري
    Adanın merkezi, kaya yükseltilerinden oluşan geniş bir platodur. Open Subtitles يُعتبر مركز الجزيرة هضبةً شاسعة من الصخر المرفوع
    Yıldızların boyutlarına göre aralarındaki mesafeler çok büyük olduğundan iki galaksideki en azından birkaç yıldız gerçekten de birbirleriyle çarpışacak. Open Subtitles و بسبب أن المسافات بين النجوم شاسعة مقارنة بحجمها نجوم قليلة من كل مجرة أو من الممكن لا أحد منها سيصطدم فعلاً
    Yani toprakta çok büyük bir ayak izi bırakıyor, malzeme açısından da nükleer için kullanılanın 5 ila 10 katı rüzgar için harcanıyor, ve genellikle 1 GW elektrik elde etmek için 650 km2 kadar alanı rüzgar çiftliğine çevirmek gerekiyor. TED وهي تأخذ مساحات شاسعة من الأرض، وموارد كبيرة جداً من ناحية المواد، خمسة إلى عشرة أضعاف المستخدمة للطاقة النووية، وللوصول لغيغاواط واحد من الكهرباء تحتاج لمساحة 250 ميل مربع من مزارع الرياح.
    Kanada Arktiği'nde bulunan muazzam sahil şeridi ziyaretçilere kapısını açmış ve onları bekliyor. Open Subtitles في القطب الشمالي الكندي، امتدادات شاسعة من خط الساحل تتحرر الآن وتتأهب لإستقبال زوار
    Dünya, muazzam kozmik alanda çok küçük bir sahnedir. Open Subtitles الأرض هي مرحلة صغيرة جداً في حلبة كونية شاسعة.
    Kalahari colu 'nun genis bir alani, bereketli bir cennete donusmeye baslar. Open Subtitles فإن منطقة شاسعة من *كالهاري* تتحول إلي جنة مثمرة.
    Ben 15 yaşındayken bir gün okuldan eve geldim. Mutfağımızın dışındaki uzun verandada elinde dev bir tabak yığınıyla duruyordu. TED ‫عندما كنت في الخامسة عشر، ‬ ‫عدت من المدرسة ذات يوم،‬ ‫وكانت تقف على شرفة شاسعة خارج مطبخنا،‬ ‫تحمل كومة ضخمة من الأطباق.‬
    Bu yetenek sayesinde devasa bir uzay ve zaman boyunca insan olarak fikir aktarımı yaptık. TED لذلك بسبب هذه القدرة، نحن البشر قادرون على نقل أفكارنا عبر مساحات شاسعة من المكان والزمان.
    Kumla kaplı, uçsuz bucaksız bir çölün ortasında yolunu kaybetmiş. Open Subtitles لقد كان تائهاً في صحراء شاسعة مليئة بالرمال البرتقالية اللون
    Hâlâ maden arama safhasındayız ve at sırtında uzun yollar kat ediyorum. Open Subtitles ما زلنا فقط في مرحلة التنقيب وأغطي مسافات شاسعة على ظهور الخيل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد