Ve işte filmi izlerken, beni gözyaşlarına boğan bu etkileyici sahneyi gördüm, ve geçtiğimiz 25 yıl boyunca hiç aklımdan çıkmadı. | TED | لذا وأثناء مشاهدتي الفلم ، شاهدت ذلك المقطع المؤثر الذي أبكاني ، وعلِقَ بذهني للخمس وعشرين سنةٍ الأخيرة. |
Bu yüzden çocuklar bu konuda zorluk çekmiyorlar. Bunu kendi oğlumda da gördüm. Ona bir kitap vermiştim. | TED | لذلك الاطفال لا يجدون نفس الصعوبة مع هذا، و قد شاهدت ذلك في ابني، اعطيته هذا الكتاب. |
O filmi yarım düzine defa izledim ve gerçek Spartaküs'ün hangisi olduğunu hâlâ bilmiyorum. | Open Subtitles | شاهدت ذلك الفيلم مئات المرات ولا أزال لا أعلم من هو الحقيقي. |
Tutukluydu. Haberlere çıktı. Toz alırken izledim. | Open Subtitles | لأنه قد قُبِضَ عليه, و فد ظهر هذا على الأخبار, شاهدت ذلك و أنا أنفض الغبار |
Polisler topraklarına el koymuş. Grevdeler. Evet, bunu Zapata'da görmüştüm. | Open Subtitles | من قبل الشرطة لذا هم هنا بشأن الاضراب شاهدت ذلك في زاباتا |
Bir filmde görmüştüm. Adam Telly bilmem ne gibi kel olmuştu. | Open Subtitles | شاهدت ذلك مره فى فيلم أصبح الرجل أصلع فى النهايه |
Birşeyler görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل شاهدت ذلك |
Gerçekten çok zeki olan ve çok sevdiğim bir eleştirmeni gördüm. Adı Joan Acocella olan hanım arkadaşım | TED | وقد شاهدت ذلك الناقد اللامع الذي يعجبني. تلك المرأة، جون أكوسيلا، وهي صديقتي، |
gördüm Bernice. Şu gülümseme senin için umut olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | شاهدت ذلك, برنيس, تلك الإبتسامة تعني أن هنالك أمل |
Televizyonda gördüm. Ne demek iğrenç değil! ? | Open Subtitles | لقد شاهدت ذلك مرة على التلفيزيون ماذا تقصد بأنه ليس حقيرا؟ |
Kendi gözlerimle gördüm. Kilise Hıristiyanlara haber vermeli. | Open Subtitles | شاهدت ذلك بعيني، على الكنيسة اخطار المسيحيين |
Kalbi durana kadar izledim. 6:14'de durdu. | Open Subtitles | ,شاهدت ذلك حتى توقف .و قد توقف في تمام 6: |
Muhabirlik yaptığın zamanlardan bu yana tüm videolarını izledim. | Open Subtitles | شاهدت كل الفيديوهات حين كنتِ مراسله أنا واثق انكِ شاهدت ذلك |
Evet, o filmi beş kere falan izledim. | Open Subtitles | نعم، لقد شاهدت ذلك الفيلم خمس مرات |
Filmlerde gördüm, televizyonda izledim. | Open Subtitles | شاهدت ذلك في الأفلام وعلى التلفاز |
Zehri durdurur. Televizyonda görmüştüm. Hadi yap! | Open Subtitles | سيتوقف النزيف.لقد شاهدت ذلك على التلفاز.فقط افعلها |
Onlar bataklık buharları. TV'de görmüştüm. | Open Subtitles | إنه بخار المستنقعات شاهدت ذلك على التلفاز |
Ben de görmüştüm. Elinde tabanca vardı, ve gömleğinin önü açıktı. | Open Subtitles | شاهدت ذلك ,كان المسدس فى يده و ازرار قميصه مفتوحه |
Bekle, onu görmüştüm bugün. | Open Subtitles | إنتظر، لقد شاهدت ذلك الرجل هنا قبل قليل. |
Birşeyler görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل شاهدت ذلك |