Ama bu işi yapacaksak, müziği ve kadınları canlı tutup şu kapıdan içeri girmeyi neredeyse imkânsız hale getirmemiz gerek. | Open Subtitles | نجعل الموسيقى حارة , النساء ايضا نار ونجعله شبه مستحيل للدخول الى هذا المكان |
Bu alevlerle mücadele etmek, paraşütlü itfaiyeci bile olsan... - ...neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | إستباق هذا الحريق، حتى بالنسبة لمكافحي حرائق البرية سيكون شبه مستحيل. |
Hattı geçmek neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | إنه شبه مستحيل انا تصلي هناك عبر الخطوط |
Buradaki golf kulübüne katılmayı denedik ama çok zor. neredeyse imkansız. | Open Subtitles | إنه شبه مستحيل كان لا بد أن أتصل بمنتج عربات غولفي |
Bu yüzden Amira ve ailesi neredeyse imkansız bir seçimle karşı karşıyalar. | TED | لذلك فإن أميرة وعائلتها تواجه خياراً شبه مستحيل. |
Otaku olmadan, bir ürünü yapmak, bir fikri pazarlamak, herhangi bir probleme çözüm getirmek neredeyse imkansızdır. | TED | لتصنع منتجاً، للترويج لفكرة ما ، للوصول لأي مشكلة تريد أن تحلها ليس لذلك جمهور مع أوتاكو، إنه شبه مستحيل. |
Bir kola şişesini kırmak neredeyse imkansızdır. | TED | فإن كسر زجاجة مياه غازية يعد شبه مستحيل |
Mükemmelliği kovalamalısın ve mükemmellik de neredeyse imkânsız. | Open Subtitles | rlm; ويجب أن تسعى إلى الكمال، rlm; والكمال شبه مستحيل. |
O gürültüye karşı koymak neredeyse imkânsız ama insanlar batık Cardiff Electric'i görmeye sıraya gireceklerdir ve bunu yaptıklarında akıllarını başlarından alacağız. | Open Subtitles | إنه شبه مستحيل أن تظهر في كل تلك الضجة, لكن سيصطف الناس ليشاهدوا الحطام (الذي هو (كهربائيات كارديف, و عندما يفعلون, سنذهلهم. |
Bu yapıyı başka şekilde modellemek neredeyse imkansız. Bilgisayarda modellemek de neredeyse imkansız. | TED | إنه بالكاد مستحيل نمذجة هذا الشكل بأي طريقة أخرى. وإنه شبه مستحيل أن نقوم بها على الكمبيوترات. |
Hayat kurtarmak, çocukları eğitmek, ekonomileri geliştirmek, ve daha fazlası neredeyse imkansız hale gelmiştir. | TED | ويصبح شبه مستحيل إنقاذ الأرواح، تعليم الأطفال، تنمية الإقتصاد، أي شئ. |
Hastalıklar için endişelerim var bu yüzden, nesnelere dokunmakta zorlanıyorum, herkese açık yerlerde bu neredeyse imkansız. | Open Subtitles | أنا قلق بشأن الأمراض، ولهذا، فلديَ مشاكل بلمس الأشياء. في الأماكن العامة، هذا شبه مستحيل. |
neredeyse imkansız. Golf arabalarının üreticisini aramak zorunda kaldım... | Open Subtitles | إنه شبه مستحيل كان لا بد أن أتصل بمنتج عربات غولفي |
Bak, bunun kolay olmadığını biliyorum. Dışarıda iyi bir erkek bulmanın neredeyse imkansız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انه شبه مستحيل ان نجد رجلا جيدا هناك |
Tam uyumlu dokuyu bulmak neredeyse imkansızdır. | Open Subtitles | هذا يجعل الحصول علي تطابق كامل شبه مستحيل أعلم هذا. |
İnanılır bir sahte ölümü sahnelemek, maddi açıdan, neredeyse imkansızdır. | Open Subtitles | تمثيل موت مزيّف في استجابة لحالة طارئة صحيحة هو تخطيط شبه مستحيل |
Tahmin edeceğiniz üzere hükümetin zor durumda olduğu bir ülkede bir iş kurmak ve yürütmek neredeyse imkansızdır. | TED | وكما يمكنكم أن تتخيلوا أن بدء أو تشغيل مشروع تجاري في دولة بوجود حكومة ضعيفة -- هو شبه مستحيل. |