Dedektiflerin içindeki adamlarımız onun yarı ölü, korkak, ve düşmanlığını haykırdığını söylediler. | Open Subtitles | عملاؤنا في مفتشي نيويورك قالوا انه كان مرعوباً و شبه ميت عندما وجدوه و هو يصرخ علناً أنك انقلبت ضده |
Beni o kumsalda yarı ölü buldun, ve sağlığıma geri kavuşturdun. | Open Subtitles | وجدتينني على الشاطيء شبه ميت عالجتيني حتى عادت لى صحتى |
yarı ölü bir senatör sahnesiyle yakalanmak istemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكن ان تري في موقع يبدو فيه السيناتور شبه ميت |
Seni yarı ölü halde tek başına çölü geçerken buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتك شبه ميت وحيداً في الصحراء |
Sen onun doktorusun Izzie, ve o, senin yarı ölü, büyük olasılıkla yakında tamemen ölü olacak hastan. | Open Subtitles | وهو شبه ميت ربما قريبا سيكون ميتا |
Amcığı bloğun aşağısında yarı ölü bir halde bıraktım. | Open Subtitles | إنَّهُ الآن شبه ميت في زنزانته |
Amcığı bloğun aşağısında yarı ölü bir halde bıraktım. | Open Subtitles | إنَّهُ الآن شبه ميت في زنزانته |
Kımıldamıyor bile. yarı ölü gibi. | Open Subtitles | حسناً، بالكاد يتحرك، يبدو شبه ميت |
Onu alıp götürürler, yarı ölü olsa bile. | Open Subtitles | ...سوف ياخذونه بعيدا حتى لو كان شبه ميت |
Yeğen buraya geldiğinde bozuktu. yarı ölü haldeydi. | Open Subtitles | لقد كان (ابن الأخ) معطلا عندما أتى الى هنا لقد كان شبه ميت |