| Hastanedeki odası için bir Noel ağacı alalım. | Open Subtitles | دعونا نأخذ له شجرة كريسماس صغيرة لحجرته فى المستشفى |
| Noel ağacı olan bir adam görmüş olabilir misiniz? | Open Subtitles | لم يحدث و أن رأيت رجلاً يحمل شجرة كريسماس ؟ |
| Öncelikle kendimiz için hediyelere sonra da büyük bir Noel ağacı için parayı harcıyacağız. | Open Subtitles | أولاً نشتري هدايا لبعضنا ثم نقضي بقية المال على شجرة كريسماس كبيرة |
| Londra'nın bir yerinde, altında hiç açılmayacak bir sürü hediye olan bir Noel ağacı var. | Open Subtitles | هناك شجرة كريسماس في مكان ما في لندن وتحتها مجموعة هدايا لن تُفتح أبدا |
| Londra'da bir yerlerde altında hiçbir zaman açılmayacak bir sürü hediyesiyle duran bir Noel ağacı var şu an. | Open Subtitles | هناك شجرة كريسماس في مكان ما في لندن وتحتها مجموعة هدايا لن تُفتح أبدا |
| Resimde bir Noel ağacı var, ama Noel Arifesi olmasına karşı bu evde hiç yok. | Open Subtitles | وهناك شجرة كريسماس في اللوحة لكن لا توجد أي شجرة في هذا البيت، ونحن في عشية الكريسماس |
| Carlos'tan büyük bir Noel ağacı almış. | Open Subtitles | أخذ شجرة كريسماس كبيرة |
| - Bir Noel ağacı. | Open Subtitles | شجرة كريسماس مايكل |
| Salı gecesi Ehlert'ın oradan Noel ağacı alabilmemiz için sana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | مساء الثلاثاء أريدك أن تأتي إلى (إلهرت) معنا لكي ننتقي كلنا شجرة كريسماس سويا |
| O bir Noel ağacı gibi parlıyor, resmen. | Open Subtitles | إنها تضيء مثل شجرة كريسماس |
| - Bir Noel ağacı mı? | Open Subtitles | شجرة كريسماس |