Biz de dostumuz olmayan birini buluruz. İşin içinde olmayan, güvenmediğimiz birini. | Open Subtitles | نجد شخصاً ليس صديقاً، شخص ليس في اللعبة، شخص لا نثق به. |
Tarağında bir tane bile saçı olmayan birini ilk kez görüyorum. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت شخصاً ليس لديه شعيرة واحدة بالفرشاة |
Ama gördüğünüz gibi iki ayrı duruşma yapmaları gerekecek ve savcının onları, alakam ve öldürmek için sebebim falan olmayan birini öldürdüğüm konusunda ikna etmeleri gerekecek. | Open Subtitles | ولكن كما ترين، سيتعيّن عليكِ إجراء مُحاكمتين مُنفصلتين هنا. والمدّعي سيضطرّ لإقناعهم بأنّي قتلتُ شخصاً ليس لي به صلة ولا أيّ دافع لأريده ميتاً. |
İşin içinde olmayan birini bul demiştin. | Open Subtitles | قلت لي أن أحضر شخصاً ليس في اللعبة. |
Benden daha iyi olmayan birini tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف شخصاً ليس أفضل مني؟ |