Aslına bakarsanız, bana güvendiğiniz bir beyaz söyleyin, ...bende size daha çok güvendiğim bir zenci söyleyeyim. | Open Subtitles | أعرضوا لي شخص أبيض تثقون به وأنا سوف أعرض لكم شخص أسود أثق به بدرجة أكبر |
Fazladan bir beyaz eklendi. Belli ki bu bayağı önemli olmaya başladı bu grupta. - Hayır, ben teşekkür ederim. | Open Subtitles | لأكون عادلاً، إنها شخص أبيض إضافي و الذي من الواضح أصبح شيئاً مهماً هنا |
Yanından bir beyaz geçtiğinde boynunu eğmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يخفض عينيه عندما يمر شخص أبيض بجانبه |
Buraya gelen adamlardan farklı olarak bi beyaz adam var | Open Subtitles | أرى شخص أبيض متجه لسيارتنا و لا يبدو أنه لصاً |
Senin onlara başka bir beyaz adam götürme ihtimâlin ne? | Open Subtitles | ما احتمال أن يصفو لك بإحضار شخص أبيض آخر؟ |
Cennet'i aramak için adamın birinin elini kullanalım ve bırakalım sakallı bir beyaz adam karar versin! | Open Subtitles | لنستخدم يد أحدهم، ونتصل بالسماء عن طريق هاتف وندع شخص أبيض البشرة يقرر |
Biliyor musun bazı günler sizin gibi bir beyaz olduğumu falan düşünürdüm. | Open Subtitles | أتعلم، تأتي أيامٌ أظنُّ بها أنني مجرّد شخص أبيض مثلكم |
Pam, çok güvendiğin bir beyaz kişi? | Open Subtitles | بام " , قولي لي شخص أبيض تثقين به " " أبي " |
Billy, o sıradan bir beyaz değil. O Christina Hansen... | Open Subtitles | هذه ليست أي شخص أبيض هذه (كريستينا هانسن) |
bir beyaz ve bir zenciydi. | Open Subtitles | شخص أبيض و شخص أسود. |
Sen de başka bir beyaz adamsın. | Open Subtitles | أنت مُجرد شخص أبيض آخر! |
Tom, yanımda Stephen Hawking var, hayatımda rastladığım matematiği benden daha iyi bilen ilk beyaz adam. | Open Subtitles | أقف " توك " هنا مع " ستيفن هوكينز " أول شخص أبيض قابلته يعرف بالرياضيات أكثر مني |
"Gidip birkaç beyaz adam tutuklamalıyım." | Open Subtitles | "عليّ الآن أن أذهب وأعتقل شخص أبيض" |
beyaz adam. beyaz adam. | Open Subtitles | . (بلانك ) مصطلح هايتي بمعنى شخص أبيض |