Şimdi sana Sevdiğin birini kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu göstereceğim. | Open Subtitles | سأريك الآن كيف يكون الإحساس بفقدان شخص تحبه |
Yoluna git ve kimsenin Sevdiğin birini öldürmeni istememesini umut et. | Open Subtitles | سيرا على الأقدام. نأمل أن لا أحد من أي وقت مضى يطلب منك قتل شخص تحبه. |
İddiaya varım ki senin Sevdiğin birini öldürmüş olsaydı biraz daha çabalardın. | Open Subtitles | أراهن لو قتل شخص تحبه سوف تكون أكثر قسوة |
Artık bunu öğrendim, sevdiğin kişiyle birlikte ol. | Open Subtitles | لقد إكتشفت الآن معنى أن تكون برفقة شخص تحبه |
Seni seven biriyle ilişki kurmakla? Seni arzulayan biriyle? Kurtarman gerekmeyen biriyle? | Open Subtitles | ان تكون قريبا من شخص تحبه وتتمناه شخص لا يتوجب عليك انقاذه |
Ya da tanıdığın biri, sevdiğin biri ama yine vahşi? | Open Subtitles | او ممارسة الجنس مع شخص تعرفه شخص تحبه وايضا يكون عنيف |
Sorunlar, Lucy sevdiği birini öldürdüğü için biterse her yerdeki sorunlu insanlar, her biri ölür. | Open Subtitles | الاضطرابات ستنتهي اذا قامت لوسي بقتل شخص تحبه لان الناس المضطربة في كل مكان كلهم سيموتون |
Sevdiğin birisinin kendisi gibi davranmadığını görmek acı vericidir. | Open Subtitles | من المؤلم أن ترى شخص تحبه يتصرف على غير طبيعته |
Terk edilme korkusu vardır Sevdiğin birini kaybetme korkusudur. | Open Subtitles | هنالك الخوف من الهجر والخوف من فقدان شخص تحبه |
Ama bu yolda ilerlersen Sevdiğin birini öldüreceğim. | Open Subtitles | ولكن نأخذ على دورتك الحالي، وأنا سوف قتل شخص تحبه. |
Sevdiğin birini böyle görmenin nasıl hissettirdiğini tahmin edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني التخيل كم أنه صعب رؤية شخص تحبه كذلك |
Birisini kaybetmek, hele Dana kadar Sevdiğin birini hayatını gözden geçirtebilir. | Open Subtitles | فقدان شخص تحبه كما تحبين " دانا " يجعلني أفكر بباقي حياتي |
Bu kadar Sevdiğin birini; nasıl olur da, sonradan iptal edersin. | Open Subtitles | كيف لها ان تلغي دعوة شخص تحبه جدا |
Sevdiğin birini kaybettiğin zaman, seni terk etmiş olmazlar. | Open Subtitles | وإن فقدت فعلاً شخص تحبه بشدة فإنه يرحل. |
Sevdiğin birini kaybetmenin nasıl bir duygu olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أعرف ما هوَ الشعور عندما تفقد شخص تحبه |
Sevdiğin birini kaydetmenin nasıl hissettirdiğini hayal bile edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني حتى التصور كيف تفقد شخص تحبه |
O yaşta sevdiğin kişiyle birlikte ölme fikri romantik geliyor. | Open Subtitles | في هذا العمر, تنظر بشكل رومانسي لفكرة الموت مع شخص تحبه |
Kız senin gibi kuyruk sallamayı seven biriyle süpürgeden atlayacak kadar aptalsa gidip MacGregor ile konuşacağım. | Open Subtitles | لذا إذا تلك الفتاة حمقاء بما يكقي لتتزوج شخص تحبه وترحل معه مثلك (فسأركب وأتكلم مع (ماكجريجور |
sevdiğin biri için yapmak zorunda olduğun şeyler. | Open Subtitles | الأمور التي يجدر بك فعلها من اجل شخص تحبه |
O oğlunu kaybetti bu yüzden Nicole'un sevdiği birini alacak. | Open Subtitles | لقد خسر ابنه، لذا يجعل (نيكول) تخسر شخص تحبه. |
Sevdiğin birisinin elinin altından uzaklaşıp gitmesinden konuşmuştuk. | Open Subtitles | لقد تحدثنا عن الشعور عندما شخص تحبه يختفي مباشرة من بين يديك |
Mara bedeninin kontrolünü eline alacaktır ve aldığında seni ve sevdiğin her şeyi katledecek. | Open Subtitles | مارا ستسعيد السيطرة على جسدها وعندما تفعل ذلك ستقوم بذبحك انت وكل شخص تحبه |
Anlamadığım şey sevdiğin birine karşı neden bu kadar acımasız ve sert olduğun. | Open Subtitles | ما لا أفهمه هو كيف أمكنك ان تكون قاسياً ولئيماً تجاه شخص تحبه |
Bu demek oluyor ki 6 saat içinde bildiğin her şey sevdiğin herkes yok olup gidecek. | Open Subtitles | هذا يعني أنه في أقلل من ست ساعات كل شيء تعرفه ،وكل شخص تحبه سيختفي من الوجود |
Sadece sevdiğin birinin katil olmasını kabul etmek çok zor. | Open Subtitles | أنه فقط من الصعب التصديق بأن شخص تحبه هو القاتل |