Deminden beri ona harika biri dedik ama hiçbirini duymadı lan. | Open Subtitles | أعني، كلنا قلنا أنّه شخص رائع و لكنه لم يسمعنا نقولها. |
Gizemli ve harika biri köyümüze yemek getirdi. | Open Subtitles | الطعام وصل إلى قريتنا بواسطة شخص رائع و غامض |
Sadece güzel görünmem lazım. O zaman iyi biri benimle evlenir. | Open Subtitles | فقط يعنيني أن أظهر جميلة عندها سيتزوجني شخص رائع |
Bak, herzaman sana güvenebileceğimi biliyorum. Sen iyi birisin. | Open Subtitles | دائما ما كنت قادرة على الثقة بك، أنت شخص رائع فعلا. |
Fakat gitmeden önce bana şunu dedi, "Eğer bu iş için harika birini bulursan mükemmel demek istiyorum gitmesine izin verme." | Open Subtitles | لكن قبل أن تغادر قالت لي إذا وجدت شخص رائع لهذه الوظيفة أقصد مثالي لا تدعيه يذهب |
Sen harika bir adamsın ve doğru kızı bulacaksın ama o kişi ben değilim. | Open Subtitles | أنت شخص رائع و ستعثر على الفتاة المناسبة و لكنها ليست أنا |
Bu odada senden başka harika birisi var mı? | Open Subtitles | هل يوجد اي شخص رائع مثلك في هذه الغرفة ؟ |
İnsanları görür görmez tanırım ve bence sen harika birisin. | Open Subtitles | أنا بارع في تقدير حجم المرء و أعتقد أنك شخص رائع |
Ben inanabiliyorum. O harika bir adam. Senin güvenini hak ediyor.. | Open Subtitles | أنا أستطيع , هو شخص رائع هو جدير بالثقة |
Ama onun çok eğlenceli ve harika bir insan olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تعرف، وقالت انها الكثير من المرح. شخص رائع. |
Bizimle biraz eğlendiğini biliyorum, ama Sky Pierson harika biri. | Open Subtitles | ,أنت تعلم, أنا أعلم أنه يخدعنا بكلامه ولكن سكاي بيرسن شخص رائع |
- Siz bana onun harika biri olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | لولا أنك أخبرتني بأنه شخص رائع. |
harika biri ve kocaman bir kalbi var. | Open Subtitles | إنها شخص رائع و بأعماقها لديها قلب كبير |
Aaron'un harika biri olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أنه شخص رائع إنني معجبة به |
ve eğer böyle harika biri bana bir yol bulduruyorsa, o zaman... başka bir harika adam da sana bir yol bulacaktır. | Open Subtitles | وإن وجد شخص رائع مثله طريقاً إلي، عندها... إذاً رجل آخر رائع سيجد طريقه إليك |
Bana esas kabadayının Sue olduğunu ama senin iyi biri olduğun söylenmişti. | Open Subtitles | الجميع أخبرني ان (سو) هي متنمّرة المدرسة و انك شخص رائع ومؤدب |
Çok iyi birisin ve bunu hak etmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تَستحقُّه أنت شخص رائع |
Utangaç olduğunu biliyorum ama bu yüzden hayatına harika birini sokmayacaksın diye bir şey yok ki. | Open Subtitles | أنه لايجب ان يكون لديك شخص رائع في حياتك |
Bir anı yanlış yorumladım. - harika bir adamsın Max. - Sen de. | Open Subtitles | حصلت بيننا لحظه غريبه انت شخص رائع ماكس انت ايضا |
Evet, iş atmaya çalıştığım harika birisi ...ta ki hayatımın aşkı ortaya çıkana dek. | Open Subtitles | أجل، شخص رائع كدت ارتبط به إلى أن ظهر حب حياتى خطيبتى المزيفة المخبولة |
harika birisin. En sevdiğim insansın. | Open Subtitles | بل أنت شخص رائع أنت شخصيتي المفضلة |
harika bir adam ve seninle tanıştığına gerçekten çok memnun. | Open Subtitles | أنه شخص رائع ، و أحب حقاً مقابلتك |
Üçüncüsü ve dördüncüsü, evet, bana önem veren harika bir insan ama espri anlayışı hiç yok. | Open Subtitles | وثالثاً، ورابعاً، نعم إنه شخص رائع ويهتم لأمري لكن لم يكن عنده طبع لطيف |
Charlie'ye seni sordum, mükemmel biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سألت "تشارلز" عنك فقال إنك شخص رائع |
Çünkü ben harika biriyim ve senin zor bir gün geçirdiğini biliyorum. | Open Subtitles | لأنني شخص رائع وانا أعلم أن لديك يوم حافل |
Berger gibi harika biriyle yaşanan o ilk birkaç buluşmadır. | Open Subtitles | هي تلك التواريخ القليلة الأولى مع شخص رائع حقا... مثل بيرغر. |
Bu gece harika birisini bulacağım. | Open Subtitles | سأذهب لإيجاد شخص رائع الليلة |