Bunu çocuk gibi olan bir yetişkin düşüncesiyle yapan Galileo'ya kadar kimse yapmadı. Sadece 400 yıl önce. | TED | ولم يكن حتى قام جاليليو بها في الواقع أن فكر شخص راشد كالأطفال. مجرد أنه كان قبل ٤٠٠ سنة. |
- Bu evde hiç değilse bir yetişkin olmalı. | Open Subtitles | نحتاج على الأقل إلى شخص راشد في هذا البيت |
Bu konuda bir yetişkinin bana yardımcı olması lazım. | Open Subtitles | وانا فى حاجة إلي شخص راشد لكي يساعدنى علي هذا. |
Kanunlara göre gözaltın sırasında uygun bir yetişkinin yanında bulunması gerekiyor. | Open Subtitles | ينص القانون على ضرورة تواجد شخص راشد مناسب معكِ أثناء إحتجازكِ ليست هي |
yetişkin biri böyle yapmazdı. | Open Subtitles | هذا ليس أمراً سيقوم شخص راشد بالقيام به |
- Evde yetişkin biri var mı? | Open Subtitles | هل يوجد شخص راشد بالمنزل؟ |
Arada sırada bir yetişkinle konuşmak iyi olabilir. | Open Subtitles | من اللطيف التحدث مع شخص راشد من باب التغيير. |
O bir yetişkin. Dönüş yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | إنها شخص راشد ستجد طريقها للرجوع |
Yani mutlu bir yetişkin misin? | Open Subtitles | أعني، هل أنت شخص راشد سعيد؟ |
Alonzo bir yetişkin. Diğer insanları da önemsiyor. | Open Subtitles | (الونزو) شخص راشد يهتم بالاشخاص الاخرين |
Microsoft'un başkanı Brad Smith gibi bir yetişkin birkaç ay önce şöyle dedi: ''Dijital dünyanın güvenliğini idare etmek için bir dizi yeni Cenevre Sözleşmesine ihtiyacımız var. Silikon Vadisi'ndeki çoğu lider bu sözlere karşı çıktı. | TED | لذا عندما قال شخص راشد مثل (براد سميث)، رئيس شركة (مايكروسفت)، قبل ستة أشهر، "نحن بحاجة إلى وضع معاهدات جنيف جديدة لتنظيم عمل الفضاء الرقمي،" فإن العديد من القادة البارزين في مجال (وادي السيليكون) عارض أطروحات (براد سميث). |
Burada bari bir yetişkinin kalması iyi olur, sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | من الجيّد بقاء شخص راشد هنا أليس كذلك؟ |
ve bir yetişkinin gözleriyle bana bakar. | Open Subtitles | ينظر إلي بعينيه كأنه شخص راشد |
— Bay Mackey ben sizi yetişkin biri sanırdım. | Open Subtitles | (سيد (ماكي يُفترض أنك شخص راشد |
Bir yetişkinle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود التحدث مع شخص راشد |