Aşık olmadığım biriyle evlenmektense burada kalıp babama bakmayı tercih ederim. | Open Subtitles | وأفضل أن أبقى وأعتني بوالدي على أن أتزوج شخص لا أحبه. |
Seni seven biriyle ilişki kurmakla? Seni arzulayan biriyle? Kurtarman gerekmeyen biriyle? | Open Subtitles | ان تكون قريبا من شخص تحبه وتتمناه شخص لا يتوجب عليك انقاذه |
Biz de dostumuz olmayan birini buluruz. İşin içinde olmayan, güvenmediğimiz birini. | Open Subtitles | نجد شخصاً ليس صديقاً، شخص ليس في اللعبة، شخص لا نثق به. |
Görevi her ne içeriyorsa savaşçı birisi gibi görünmeyen birisine ihtiyaç duymuşlardır. | Open Subtitles | أياً كانت المهمة التي أوكلت إليها، فهم يحتاجون شخص لا يبدو كمقاتل |
Fazla zekayla sorunu olmayan biri bizi devre dışı bıraktı. | Open Subtitles | شخص لا يعاني وجود الكثير من علماء التكنولوجيا قد طردنا |
Dışarıdan biri değil. | Open Subtitles | انه ليس بدخيل انه شخص لا يثير الانتباه |
Meyve kokteyli hazırlama konusunda kimse elime su dökemez diye düşünüyorum. | Open Subtitles | كما تعلمين ، لا أعتقد أن هناك أي شخص لا أحد، يمكنه أن يلمس انفى |
Hayır, beyzbolun b'sinden anlamayan birinin beyzbol takımı koçluğu yapması zorumuza gitti. | Open Subtitles | لا ، لا نطيق فكرة شخص لا يفهم البيسبول ويدرّب فريق أولاد |
Doğru dürüst tanımadığın biriyle evlenince ne olur, görüyor musun? | Open Subtitles | أجل، هذا ما يحدث عندما تتزوج شخص لا تعرفه جيداً |
Benimle çay içmek istemeyen biriyle çay içmeyi istemiyorum ki ben. | Open Subtitles | لا أريد احتساء الشاي مع شخص لا يريد احتساء الشاي معي. |
Ama tanımadığım biriyle ofisime gelip, mühürlü dosyalardan bir bilgi istediğinde ona kimin sırdaşlık ettiğini de bilmek isterim. | Open Subtitles | ولكن عندما تجلب شخص لا أعرفه إلى مكتبي للحصول على معلومات من القضايا المعروضة في المحاكم سأود أن أتعرف |
Diyelim ki aslı olmayan bir şeyler söylemek, kavga çıkarmak ya da hoşlanmadığınız birini görmezden gelmek istiyorsunuz. | TED | لنقل أنك تريد قول شيء ليس مبنيا على حقائق، تتعارك أو تتجاهل شخص لا تحبه. |
birini öldürmeme hep ramak kalmıştır. Lütfen o sen olma. Yalvarırım. | Open Subtitles | أنا دوماً على وشك قتل شخص لا تكن أنه هو أتوسل إليك |
Üzerinde giysileri olmayan birini almamam gerekiyor. | Open Subtitles | لا يفتَرَضَ بي توصيل أي شخص لا يرتدي ملابسِه |
Ama bana her zaman kendini vergilerden kaçmayan birisi olarak gösterdi. | Open Subtitles | لكن لطالما أظهر نفسه لي على أنه شخص لا يلجأ للتجنب |
Uzaktan birisi olmalı, gözünü korkutamayacakları birisi. | Open Subtitles | نَحتاجُ إلى شخص من مكان آخر, شخص لا يمكن إخافته |
Demek ki orada aileden olmayan biri varmış. | Open Subtitles | إذن شخص لا ينتمي للعائلة كان متواجداً في الخارج |
Oyunda olmayan biri için kuralları değiştiremem. | Open Subtitles | لا يمكن أن أغيّر القوانين من أجل شخص لا يلعب أصلاً. |
Bulaşmak istediğin Cain denen adam sıradan biri değil. | Open Subtitles | وهذا الشخص كين شخص لا تريدين العبث معه |
Çünkü, kimse sonsuza kadar suyun altında kalmak istemez. | Open Subtitles | لأن أي شخص لا يرغب أن يُوضع في أعماق الماء بصفة دائمة |
Cadillac'ımı aklı şeyinde olan birinin kullanmasına asla izin vermem. | Open Subtitles | لن أجعل شخص لا يعلو بنظره عن مؤخرته يقود سيارتى الكاديلاك |
[Kısırlaştırmaya karşı çıkan herkes tutuklanacaktır.] Buna uymayanlar için de tehditler vardı. | TED | وأي شخص لا يرضى بأن يصبح عقيم سيعتقل هذه هي تهديدات عدم طاعة السياسة |
Koşmayan bunun gibi ölür! | Open Subtitles | أي شخص لا يقوم بذلك ، يموت كهذا |
Hayatımın son beş yılını, oluşturduğum başyapıtı kötü bir blöf karşısında bırakmak için harcamadım, özellikle de oynayacak eli bile olmayan birine. | Open Subtitles | لم امض اخر 5 سنين من حياتي في العمل على تحفة فنية لكي اتراجع بسبب خدعة بسيطة خاصة امام شخص لا يعرف كيف يلعب |