Trafık polisi Billy Tsui, vuruldu ve şimdi komada. | Open Subtitles | شرطي المرور بيلي تسوي ، اصيب وهو الآن في غيبوبة |
Trafık polisi onu teşhis edemedi. | Open Subtitles | شرطي المرور لم يستطع أن يتعرف عليه |
Trafık polisi, Billy Tsui. | Open Subtitles | بيلي تسوي هو أسم شرطي المرور |
Ancak gerçek olan şu ki, ben bir trafik polisi olmak istemiyorum. | TED | لكن الشيئ هو , أنا لا أريد أن أكون مثل شرطي المرور |
Bize garson lazım, trafik polisi değil. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى النادل آخر أكثر من حاجتنا الى شرطي المرور |
Eğer o gün trafık polisini kurtarmak için yumruklarını ya da bir sopa kullanmış olsaydı bugün burada kendisini savunması gerekmeyecekti. | Open Subtitles | لو لم يستخدم قوته ذلك اليوم أو أنقذ حياة شرطي المرور فلا حاجة له أن يكون بالمحكمة اليوم |
Trafık polisi ölmemiş. | Open Subtitles | شرطي المرور لم يمت... . |
trafik polisi kılıklı. Şunu kafana sok. Koçum yok. | Open Subtitles | هيي, يا شرطي المرور, اسمعني ليس لدي مدرب, انا لا احتاجه اصلاً |
trafik polisi kanı görüp arabayı buraya çekmiş. | Open Subtitles | شرطي المرور لاحظ الدماء و قام بإخبارنا |
Sen de kavşaktaki trafik polisi olacaksın. | Open Subtitles | وانتِ شرطي المرور في تقاطعات هذا |
trafik polisi, kolaylaştırıcı, çevirmen. | Open Subtitles | ,يمثّل شرطي المرور, والميسِّر, والمترجم |
Becky Driscoll'dan, şişman trafik polisi Sam Janzek'e kadar, hiç kimse konuşmuyor. | Open Subtitles | ...لم تكُف (بيكي دريسكول) عن الحديث (عن شرطي المرور السمين (سام جانزيك |
trafik polisi olan o sakız makinesi gibi. | Open Subtitles | مثل جهاز العلكة شرطي المرور. |
Ve trafık polisini de öldürmek üzereydiler. | Open Subtitles | وكانوا على وشك أن يقتلوا شرطي المرور |