Şimdi satarsan Ortaklarım sana iyi bir fiyat verebilir. | Open Subtitles | إذا بِيعت الأن, شركائي سييشترون بسعرٍ عادل. |
İş Ortaklarımla yapabileceklerim ve yapabildiğim zaman çerçeveleri hakkında makul beklentiler belirledim. | TED | كنت قادرة على تحديد توقعات معقولة مع شركائي في العمل عن ما أستطيع فعله والإطار الزمني لفعله. |
Korkularımı hafifletiyor. Bu iç huzurunu Ortaklarıma aktarıyorum. | Open Subtitles | تساعدني علي تهدئه مخاوفي و يستريح بال شركائي |
Hayır; ama ortaklarımdan biriyle toplantım var. Sence nasıl görünüyorum? | Open Subtitles | سأقابل شركائي بعد هذا لما تظنّ آنّي أرتديت هذه الملابس؟ |
Büyük Ortaklarımın bende gördükleri her neyse, bunu sağlayamamaktan korkuyorum, | Open Subtitles | خائف من لا يَقِيسُ يعود إلى مهما شركائي الكبار رَأوا فيّ. |
Bağlantıyı kestiğinizde, beni ya da ortaklarımı takip etmemeyi kabul edeceksiniz. | Open Subtitles | عندما تَفصلوا ذلك الإرتباط يَجِب أَنْ تُوافقوا على ألا تلاحقوني أنا أو شركائي حسناً |
arkadaşlarım, senin burada küçük bir kaza geçirmenden büyük bir zevk alacaktı. | Open Subtitles | شركائي هنا يودون بشدة رؤيتك وأنت تتعرض لحادث لكتي أرفض ذلك |
Ortaklarım buna aldırmıyor ve evi hemen şimdi elinden almaya hazırlar. | Open Subtitles | شركائي لا يهتمون ونحن على استعداد لحبس الرهن الآن. |
- Ortaklarım. Çocukluğumdan beri kanımı emdiler. | Open Subtitles | شركائي, إنّهم يستنزفونني منذ أن كنت طفلا |
Bu sabahki olaylardan dolayı ben ve Ortaklarım çok mutsuzuz. | Open Subtitles | أنا و شركائي غير مسرورين من أحداث هذا الصباح |
Böylece Ortaklarımla birlikte o dili ortaya çıkarttık. | TED | لذلك قمت مع شركائي بمهمة إنشاء تلك اللغة. |
Müfettiş Moore, Ortaklarımla arkadaş olmam. | Open Subtitles | حسناً,أيتها المحققة مور,لا أريد أن أكون ودوداً جداً مع شركائي |
Ortaklarımla birlikte seni yükümlülükten kurtarmaya... | Open Subtitles | شركائي وأنا قرّرتُ لتَرْكك خارج إلتزامِكَ. |
Ortaklarıma da söyleyemezdim çünkü beni öldürürlerdi. | Open Subtitles | ولا استطيع اخبار شركائي بذلك لانهم سيقتلوني |
Ortaklarıma daima para kazandırdığımı bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | ولديها الحق في معرفة بأني دائما ماأدفع مستحقاتِ شركائي الماديّة |
İlk olarak diğer gezegenlerdeki ticari ortaklarımdan bazılarıyla bağlantıya geçmeyi seçtim. | Open Subtitles | إخترتُ أن أُتّصلْ أولاً ببعض شركائي التجاريين على الكواكب الأخرى |
Ortaklarımın da bu gece daha iyi bir uyku çekmesini sağlar. | Open Subtitles | واعرف ايضا انه سيساعد شركائي بان يناموا ليلا بيسر وسهوله |
ortaklarımı ilişki kurabileceğim kadar yakında ama göze batmayacak kadar da uzakta tutardım. | Open Subtitles | فسوف أبقى قريباً بما فيه الكفاية لأنظمّ إلى شركائي ولكن بعيداً بما فيه الكفاية فإنني سأكون بعيداً عن الطريق |
Anladığınızı sanmıyorum, Bay Br oden, onlar benim iş... Ortaklarım ve ev arkadaşlarım. | Open Subtitles | لا أظن أنك تفهمين إنهما شركائي في المؤسسة و شركائي في السكن |
Bir ortağım kendisi adına seninle konuşmamı istedi. | Open Subtitles | أحد شركائي طلب مني أن أتحدث إليك نيابة عنه حقاً ؟ |
Eğer vaktin varsa geri arayıp iş arkadaşlarımı ereksiyon problemlerin hakkında bilgilendirir misin? | Open Subtitles | وتخبر شركائي بالعمل عن عن مشاكلك في الانتصاب |
Bize bir saniye izin verirsen ortağımla yalnız görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | حسنا، لو سمحت لي، أريد أن أتكلم مع شركائي |
Bak, Onun imajına yaptıklarını beğendim, ve her şeyi yerli yerine koymuş gibi gözüküyor, ama imzalamadan önce partnerlerim, | Open Subtitles | أنا أحب الشيء الذي فعلته بصورتها و يبدو أنها حسّنت تصرفها لكن شركائي يجب عليهم أن يروا |
İş arkadaşlarımla birlikte çok çalıştık ve o sayıları sese çevirdik. | TED | لذلك قمت جنبا إلى جنب مع شركائي ، بالعمل بجد وترجمة الأرقام إلى صوت. |
Buraya iş arkadaşlarımdan önce geldim ve blackjack masalarının yanından geçerken video çekmeden duramadım. | Open Subtitles | ؟ أتيت إلى هنا قبل شركائي وحينما مرت بجاني طاولاتك |
Altı partnerim ile birlikte yedi gün oruç tuttuk. | TED | قمت بالصيام لسبعة أبامٍ مع ستةٍ من شركائي. |
Senin için ortakların yarısının kıçına tekmeyi basabilirim. | Open Subtitles | انني مستعد ان اطرد شركائي لأتيح لكِ المكان |